28.12.2007

2008'e Girerken...

Sevgili Arkadaşlar,

2008’e girerken bizi bir cocuk gibi coşkulandıran, sizlerin yararlanacağını umdugumuz, bir yenilik yaparak , sizlere, eger kabul ederseniz, "sürpriz bir Yılbaşı Armağanı" vermeyi arzu ettik:

"DENGEDE REİKİ"
http://www.dengede-reiki.blogspot.com/

Evet, Brajeshwari’nin tum sevgisiyle olusturduğu, mimarı olduğu, Nilambara’nın da emekleriyle ve yüreğiyle zenginleştirdiği, hepimize ait olan bir “blog”umuz var artık. Öncelikle, Sevgili dostlarımız Brajeshwari ve Nilambara’ya, sizin nezdinizde bizden asla esirgemedikleri sonsuz destekleri için bir kez daha teşekkür etmek istiyoruz.

Ekip halinde sizler icin hazırladığımız bu blogda Reiki Inisiyasyonları ve Reiki Pratik çalışmaları esnasında verdiğimiz bilgileri, uyguladığımiz çeşitli meditasyonları, çeşitli kaynaklardan bulduğumuz faydalı olacağına inandığımız bilgileri, değerli hocalarımızın bizleri yalnız bırakmayarak yazdıkları ve yazacakları yazıları ve sizlerin katkısıyla oluşturulacak olan paylaşımlarınızı bulacaksınız...

Sadece birer aracı olduğumuz, çalışmalarımızda verilen bilgilerin, bir arşivi niteliğinde olan bu blogun amacı ve dileğimiz ihtiyacınız olduğunda buradaki bilgilerden yararlanabilmeniz, bir bütünlük bilinci içinde hep birlikte bu blogu zenginleştirebilmek ve bu blogu ziyaret eden diğer arkadaşlara da bir deniz feneri gibi rehberlik edebilmek…….

Bizi çok heyecanlandıran, “sevgi ile yürekten” oluşturulan ve hepimize ait olan blogumuzla ilgili çalışmalarımızda; desteklerinizi, önerilerinizi, eksiklerimiz hakkındaki düşüncelerinizi, katkılarınızı, paylaşımlarınızı esirgemiyeceğinize yürekten inanıyoruz.

DEĞİŞEN ENERJİLERLE SEVGİ KAPILARI ARTIK ARDINA KADAR AÇIK OLAN 2008 ‘DE

SEVGİ OLDUĞUNUZU HER “AN” ANIMSAYACAĞINIZ VE SEVGİNİN VARLIĞINI HER “AN” HİSSEDEBİLECEĞİNİZ MUCİZEVİ BİR YILIN SİZLERLE OLMASINI DİLİYORUZ….

NİCE SEVGİ VE HUZUR DOLU MUTLU YILLARA…….
*

Huzur ve sevgi iç içedir. Huzursuzluğu sectiğinizde bilin ki sevgisizliği seçtiniz ve Yaradan'dan, Varoluştan, Özünüzden ayrıldınız.

Uzakdoğunun kutsal metni BHAGAVAT GİTA da söyle der :

"Varoluşun içinde olarak, harekete gecin"

“HUZUR, SEVGİNİN TEK GERÇEK OLDUGUNU BİLMEKTİR”

*

ALBERT EINSTEİN söyle der :

Hayatımızı yaşamanın sadece iki yolu vardır: Bir tanesi hicbir şey mucize değilmiş gibi, diğeri ise herşey mucizeymis gibi yaşamak...

Sevgilerimizle,
Daima hizmetinizde olan,

Brajabanita & Zeynep

ÖZ” ‘e DÖNÜŞ – ARINMA ÇALIŞMASI


Kendini sevemeyen başkasını sevemez.
Kendine güvenemeyen başkasına güvenemez.
Kendine değer veremeyen başkasına değer veremez.
Kendi geçmişini ve kendini affedemeyen kimseyi bağışlayamaz.

Evet sevgili arkadaşlar, biz kendi değerimizi bilmezsek inanın kimse bizim değerimizi bilmez. Biz kendimizi kurtarmazsak kimse bizi kurtaramaz. Biz sadece kendimizden sorumluyuz. Ama hep başkalarından sorumlu olduğumuzu sanarız. Hayatımız boyunca bizimle beraber olan “öz” ümüzü nedense hep unuturuz.

Elimizden geldiği kadar yürekten ve tüm sevgimizi vererek, kendi özümüze dönme yolunda bize verilen değerli armağanımız Reiki’nin rehberliğinde çalışmalar yapmayı arzu ederseniz, aşağıdaki çalışmaları sebatla, sabırla ve pes etmeden yapmanızı öneririz.

“Öncelikle, uyandıktan sonra sabahleyin, yatağınızın içinde sırtınız dik bir vaziyette oturun ve gözlerinizi kapatın ve içinizden “ sevgi ile değişmeyi talep ediyorum Nereye gidersem gideyim Tanrı benimle gelir” deyin ve içinizdeki sessizliği hissedin, içinize inin hiçbirşey düşünmeden içinizdeki sessizliği hissetmeye gayret edin. Düşünce geçmeye başlarsa “sevgi ile değişmeyi talep ediyorum” diye tekrarlayın içinizden. 3 veya en fazla 4 dakika yapın bu medidatif çalışmayı. Sonra derin bir nefes alın ve sevgiyle değişmeyi talep ediyorum. Nereye gidersem gideyim Tanrı benimle gelir” diyerek gözlerinizi kırpıştırarak açın. Sahip olduğunuz herşeye sükredin.

Sonra yataktan kalkarak daha önceki çalışmalardan öğrendiğiniz “Beam” Egzersini (Enerjetik korunma ve Enerji Depolama Egzersizi) yapın.

Mümkünse açık havada, değilse bir odada da uygulanabilen bir dakikanızı alacak bu basit egzersizi tekrar anımsayalım :

Yüzünüzü cama, yani güneşe dönün. Ayaklarınızı tam olarak yere basarak, bacaklarınızı aralayın. Kollarınızı avuç içleri birbirine bakacak şekilde yukarı kaldırın. Işık dolu enerjinin yukarıdan gelip içinize aktığını, önce ellerinize, sonra kollarınıza, başınıza, boğazınıza, omzunuza, tüm üst bedeninize, kasıklarınıza, bacaklarınıza oradan ayaklarınıza aktığını hayal edin. Bu ışık sizi tümüyle kaplasın ve bu özel duyguyla tamamen yoğunlaşın. Sonra kollarınızı, ellerinizi birbirine dokunacak şekilde başınızın üzerinde birleştirin. Ardından avuç içlerinizi dışa çevirip, kollarınızı yavaş yavaş aşağıya indirirken, etrafınıza, ayaklarınızı kapsayan bir ışık çemberi çizdiğinizi hayal edin. Bu şekilde hayal etmeyi birkaç dakika sürdürüp, bu duyguya yoğunlaşın. Son olarak ellerinizi kalp bölgenize koyun ve başınızı hafifçe öne eğerek teşekkür edin.


Yüzünüzü yıkadıktan sonra göz bebeklerinizin içine bakarak ve gözlerinizi kırpmamaya gayret ederek, 3 kez “Kendimi bağışlıyorum, olduğum gibi kabul ediyorum, onaylıyorum, seviyorum ve tüm sevgimle özgür bırakıyorum” diyorsunuz. Gün içersinde iç sesinizi durdurarak aklınıza geldikçe bu onaylamayı yapın.


GÜN IÇINDE :

* KIZDIĞINIZ, SİZİ ÜZEN, OLUMSUZ ETKİLEYEN OLAYLAR, KİŞİLER OLURSA AKLINIZA GELEN HER AN İÇ SESİNİZİ DURDURARAK DEFALARCA VE SABIRLA ALLAHIM SENİN SEVGİN VE YARDIMINLA, ………… (İSİM SOYAD/VEYA OLAY) TÜM SEVGİMLE BAĞIŞLIYOR, OLDUĞU GİBİ KABUL EDIYOR, ONAYLIYOR , SEVİYOR VE ÖZGÜR BIRAKIYORUM…

* ÖFKENİN, ENDİŞENİN, BOŞA HARCANAN BİR ENERJİ OLDUĞUNU FARKEDİN.
ÖYLE ANLARDA : HUZURLUYUM. SAKİNİM. GÜVENDEYİM. EMİN ELLERDEYİM. EVREN İHTIYACIM OLAN HERŞEYI BANA SUNUYOR DEYİN.

Gün içersinde veya çalışıyorsanız kendinize ayırdığıniz müsait bir zaman diliminde bu çalışmaya başladığınız andan itibaren kendimizi rahat bırakarak, kasmadan yavaş yavaş iç temizliğimiz için biraz geçmişten arınma çalışması yapmaya başlıyacağız.

Bu çalışmayı Reiki (ve ametist, pembe kuvars eşliğinde) ile yaparsanız daha da etkili olur ama tavsiyem yüreğinizden geldiği şekilde yapın ve yüreğinizin sesini dinleyin.

Öncelikle gözünüzü kapatın, derin nefes alın. Reiki kanalınızı açın, ellerinizi Namaste pozisyonuna getirin ve orta parmağa odaklanın sonra ellerinizi kalp çakranıza koyun ve çalışmanızı başlatın. Ellerinizi nasıl rahat ediyorsanız koyabilirsiniz, dizinizin üstünde veya herhangi bir bölgenize Reiki çalışmaya da devam edebilirsiniz. Dönemlere ait fotoğraflarınız varsa önünüze koyup ara sıra gözlerinizi açıp bakabilirsiniz.

Çalışmaya annenin rahmine düştüğünüz andan itibaren başlayıp şu ana kadar getirmeniz ve hergün kesintisiz yapmanız önemlidir. (S¨reyi ise bırakın yüreğiniz belirlesin kivi gün 5 dakika kivi gün 15 dakika kivi gün daha fazla bile çalışabilirsiniz, akışa bırakın)

* Çalıştığınız dönemlerde huzurlu olmadığınız bölümler varsa ertesi gün tekrar o dönemden başlamanız ve o dönemi olduğu gibi kabul edip bağışlama onaylamalarını yaptiktan sonra huzuru hissettiğinizde diğer döneme geçmeniz arınmanın daha köklü ve sağlıklı olmasını sağlar.

* Her dönem için kızdığınız, öfkelendığınız, kırıldığınız olaylar kişiler için önce kendinizi bağışlayın. Niye kendimizi bağışlıyoruz diyebilirsiniz…önce bağışlıyoruz çünkü “incitilenemezliğim ben izin vermedikçe kimse incitilemez”, içimdeki özü unuttuğum için önce kendimi bağışlıyorum , sonra olayları, Kişileri bağışlayıp olduğu gibi kabul ediyorum. Kendini bağışlayamayan başkalarını sadece bağışladığını zanneder. Ama bağışlayamaz.

* Kendi değerinizi hissedin, Kendinizi sevin, kendinize bol bol sarılın (imgeleyerek da yapabilirsiniz) ve güvenin. Kendinizi hangi zaman dilimlerinde değersiz gördüğúnüzü, neden kendinizi sevmemeyi seçtiğinizi, neden kendinize olan güveninizi kaybettiğinizi geçmişteki zaman tunelinde bulun.

* Bu arınma çalışmasında dikkat edeceğiniz bir nokta da bir an evvel yaş dönemlerini hızlı hızlı geçmek değil (bu sadece kendimizi kandırmak olur) yavaş ve ince temizlik yapmak… anne karnındaki dönemi 3 gunde de bitirebiliriz 1 ay sonunda da…. Çalıştığımiz dönemle ilgili huzuru yakaladığımız ve hissettiğimiz anda arınmamız o dönemle ilgili tamamlanmış demektir.

* O döneme ait fotografiar varsa önünüze onları da koyabilirsiniz sonra gözünüzü kapatıp o dönemdeki olayları, yanınızda bulunanları imgeleyip bağışlayabilir, olayları olduğu gibi kabul edip tüm sevginizle özgür bırakabilirsiniz.

* Yıl yıl çalışırsanız daha iyi olur. Kimi zaman 1 yılı 1 günde çalışabilirsiniz kimi zaman o yıl üstünde günlerce çalıştığınız dahi olabilir. O yıllara ait fotoğraflarınız varsa lütfen onları önünüze koyun, fotoğraftaki herkese kendinize, sevginizi gönderin. O döneme ait üzüldüğünüz, kızdığınız olayları veya sizi üzen, kıran, öfkelendiren kişileri (özellikle, annenizi, babanızı, kardeşlerinizi, 1. derece yakın akrabalarınızı, eşlerinizi, arkadaşlarınızı, vb.) teker teker şerit gibi gözünüzün önüne duygularıyla getirip bağışlayın, kabul edin, onaylayın ve tüm sevginizle özgür bırakın. Sevginin merkezi olduğunuzu anımsayın ve sevginizi yayın. Fotoğraflarınız yoksa hatıralarınızı imgeleyerek çalışabilirsiniz.

* Bu çalışmayı yaparken kimi zaman duygulanabilir, ağlayabilir, kızabilir, öfkelebilir veya dalgalı duygular yaşayabilirsiniz. Bu duygular çok doğaldır ve arınmayı hızlandırır. Bazen direnç gücünüz ortaya çıkabilir ve bu çalışmaya devam etmek istemeyebilir, ya da çok zorlanabilirsiniz o zaman, “Sevgiyle değişmeyi talep edin” ve bizimle temasa geçin.


Yatmadan evvel, mümkünse tüm çakralarda (ya da dengeleme yapabilirsiniz) Reiki çalışarak az da olsa gününüzü Gassho Meditasyonu ile bitirmeniz sizin için iyi olur.

Anne karnına düştüğünüz ve şu an ki yaşınıza kadar uygulayacağınız bu çalışmayı uygularken yukarıda size bahsettiğimiz gibi sabah kalktığınız andan yatana kadar size önerdiğimiz çalışmaları düzenli uygulayabilirseniz sizin için çok daha iyi olur.


2. ve 3. AŞAMA ALMIŞ OLAN ARKADAŞLARIMIZIN DİKKATİNE

Arınma çalışması yaparken 3. + 1. sembolle çalışabilirsiniz. Bu çalışmayı yaparken hergün düzenli bilinç çalışması yapmanız önemlidir. Vaktiniz olursa günlük 2. aşama Reiki çalışmalarını yapmanız sizin için iyi olur.

Ayrıca güne başlarken 1. sembol ile kendinizi korumaya almanız, 1. sembol ile ev ve iş yerinizin temizliğini düzenli yapmanız sizin çalışmalarınıza yardımcı olacaktır.


Sormak istediğiniz konular varsa bize brajabanitavezeynep@gmail.com ‘a mail gönderin. Çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Sevgilerimizle,
Brajabanita&Zeynep

REİKİ (BOŞLUK) MEDİTASYONU

1.- Sırtımız dik ancak gevşek bir şekilde oturuyoruz ve Reiki kanalımızı açıyoruz. (Lütfen tüm meditasyon boyunca alın ve çene kaslarımızın gevşek kalmasına dikkat edelim). Reiki’nin saf, arıtıcı, enerjisini taç çakradan içimize alalım ve sushumna kanalımız boyunca tüm çakralarımızı Reiki ile dolduralım. Vücut ve Aura tam doygunluğa ulaşınca kalp çakradan Reiki enerjisi göndererek ışıklı bir sahne yaratalım. (İkinci aşamalar; El çakraları karşı karşıya gelecek şekilde sırasıyla 3.cü, 2.ci ve 1.ci semboller uygulansın ve çalışma alanı yaratılsın).
Işık yatay bir girdap şeklinde olmalı ve ucu, Tanrının sonsuz evrenine açılmalıdır. Bırakılacak şeyler önce sevgi ile aydınlatılır ve tamamen ışığa teslim edilir.

2.- Kendi bedenimi ve şu anda sahip olduğum kimliğimi tüm özelliklerimi ışığa bırakıyorum. Adımı, mevkimi, mesleğimi, çeşitli kusur veya güzelliklerimi bırakıyorum, biliyorumki onlar şu anda geçici olarak öz varlığımın üzerinde taşıdığım çeşitli kıyafetler ve ben bu dünyayı terk ederken onları yanıma almayacağım. Sahip olduğum değerlerin tümü geçici ve ben onlara bağımlı değilim.

3.- Beni üzen olayları ve insanları ışığa bırakıyorum. Hepsi kısa bir an kalp çakramın sevgi enerjisi ile aydınlanıyor ve onlarla olan bağlarımı koparıyorum. Üzüntülerimi, endişelerimi, sıkıntı ve korkularımı bırakıyorum. Onlar, gerçek benliğime ait değiller. Ben onları beslemiyorum ve hepsini Tanrının güçlü ellerine teslim ediyorum.

4.- (EN ÇOK SEVDIĞINIZ NESNELERİ DÜŞÜNÜN)
Sahip olduğum herşey bana mutluluk ve zevk vermek için gönderildi. Onları kullanmak güzel, ancak ben onlarsızda mutlu olabilirim çünkü; Mutlu ve huzurlu olmak için ihtiyaç duyduğum herşey içimde mevcut. Evimi bırakıyorum; burası benim geçici mekanım. Ait olduğum yere gittiğim zaman bu yuvayı ve eşyalarımı kullanamayacağım. Bu mekanı sevgi ile Tanrı’ya ve Reiki’nin ışığına teslim ediyorum. Arabamı, takılarımı, kıyafetlerimi ve özel eşyalarımı bırakıyorum. Onlara bağımlı değilim, çünkü evren ihtiyacım olan şeyleri gereken anda zaten temin edecektir. Evrenin sonsuz dengesine güveniyorum.

5.- (EN ÇOK SEVDİĞİNİZ İNSANLARI DÜŞÜNÜN)
Ailem, dostlarım ve sevdiğim tüm insanlar, benim gibi çeşitli konuları öğrenmek için buradalar. Manevi tekamül yolunda yanımda arkadaşlarım olabilir ancak onlarda her zaman yanımda olmayabilirler. Eşimi, arkadaşımı seviyorum ve onu ışığa gönderiyorum. Annemi, babamı, çocuklarımı ve dostlarımı evrenin sonsuz sevgisine ve mükemmel koruyuculuğuna teslim ediyorum. Hepimiz emniyetteyiz.

Yavaşça ışık girdabını kapatarak kendi öz varlığımızı hissedelim. Olduğumuz gibi hiçbirşeye sahip olmadan gerçek sahip olduğumuz öz gücü yaşıyalım ve bir müddet bu konumda kalalım.

6.- Reiki kanalımı kapatırken evrene Tanrının ve yardımcılarının koruyuculuğuna kendimi teslim ediyorum. Sağ ve sol elim. Ying ve Yang güçlerim, tüm aydınlık ve henüz karanlık yanlarım benliğimin her köşesiyle hepinize teşekkür ediyorum.

Yaptığım bu meditasyon evrendeki tüm varlıklar için faydalı olsun.


Kaynak : Sevil Ongankul

21.12.2007

Kristaller


Prof. Dr. Galip Sağıroğlu
İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü


Kristallografi Ders Kitabından notlar

Kristal kelimesi, mineraloji ve kristallografi biliminde yalnızca kuvars kristalleri için değil, “kristal atomer yapı” içeren tüm değerli ve yarı değerli taşlar için kullanılan bir kelimedir.
Yani: Kristal, üç boyutta periyodik olarak tekrarlanan, dizilmiş atomik motiflerdir. Bu motifler, en küçük atom grubu olarak uzayın üç yönünde sonsuz olarak (pratik bakımdan sonsuz) tekrarlanınca, kristal oluşur. Bu motif, periyodik üç boyutlu uzayı (yani elementer bir şebeke ağının içini) heterojen olarak doldurur.
Atomlar, kristal ağ içinde periyodik olarak tekrarlanırlar ve kristal dış şekillerinde gördüğümüz simetri yasalarına özdeş kanunlara riayet ederler, gerçi, kristal dış şekillerini belirleyen yasalarla motifi belirleyen yasalar arasında farklar da vardır.

DeBroglie adlı bilginin dalga-madde ikilisi üzerinde yaptığı araştırmalardan, kristallerden elektron difraksiyonları olayı doğdu ve ikinci dünya savaşından sonra, nötron difraksiyonunun geliştirilmesi, atomik pillerin de gelişmesini sağladı.

Kusur olarak kristalde boşluklar, örneğin kristal şebekelerinin bir noktasında bir atomun yokluğu, şebekede araya parazit olarak giren başka atomlar, dislokasyonlar gibi özellikler kusur bakımından difraksiyon olaylarını pek az etkiler ve kristallerin periyodiklik olayına gölge düşürmez.


…………….


Şifacılık anlamında, burada geçen tanımlamalardan bizim için önemli olan şu noktaları çıkarabiliriz:

1. Kristal yapının enaz üç boyutta tekrarlanması (ki enerji yapısı da öyle olmak durumundadır)
2. Periyodik olarak bu enaz üç boyutun tekrarlanarak bir şebeke oluşturması (kristalin kendi yoğun enerji ağı)
3. Kristaldeki boşluklar: kristalin kendi enerji ağındaki atom düğümlerinin araya başka parazit atomların girmesini engelleyecek yoğunlukta olması.

Kristalin atomer yapısının dengeli ve atom düğümlerinin düzgün sıralanması, bunların sağlam bir enerji ağı içinde olması ve parazit atomları bünyesine almaması demek (diğer bazı kristallerde, yabancı –parazit- atom, taşın (veya maddenin) bünyesine alınabiliyor. Kuvars kristaliyle çalışanlar bilirler, böyle bir durumda taşınız parçalanır.

Ayrıca, kristalin bu teknik özellikleri, çalışmalarımızda kullanabileceğimiz şu özellikleri de getirirler:

1. Kristalin dengeli atom yapısı, enerji depolanması için ideal bir ağ oluşturur (telekomünikasyon, bilgisayar çipleri, ama aynı zamanda atom pillerine kadar uzanan bir depolama gücü). Yani, kristalimize yoğun bir şekilde enerji depolayabiliriz.

2. Kristalin yapısı, onun, programlanırken aldığı komutlara göre fonksiyon göstermesini sağlar yani kuvars kristali, aldığı komutla enerjiyi birleştirerek çalışır. Kuvarsın, diğer kristallere göre bir üstünlüğü daha var burada, kullandığımız doğal taş veya kristal ne kadar saf ise, komutlama ve depolama çok daha iyi çalışır. Kuvars ise, yarı değerli taşlar içinde en saf olanıdır, renk veren bakır (yeşil-mavi tonları), demir (kırmızı) bile içermez.

3. Depolama: Burada, kuvarsa verilen komuta göre, kendi enerjimizi depolayarak ve enerjiyi dağıtmadan, ucundan odaklayıp göndererek çalışabileceğimiz gibi, herhangi bir blokaj üzerinde çalışırken, kuvarsın içindeki boşluklardan, o bölgedeki ağır negatif enerjileri emdirerek çalışabiliriz de. Yani, kuvarsın depolanması, bu yönde de kullanılabilir, ancak taşın fazla dolmamasına dikkat etmeliyiz. Kristalle çalıştığım zamanlarda, seansa ara vererek taşımı akan suda bol bol yıkar, temizler, kaldığım yerden devam ederdim. Yoksa taş elinizde parçalanabilir (ki bu da başıma gelmiştir, hatırladıkça hala çok üzülürüm.)

4. Mohs sertliğine göre de (bilgimiz olsun : 1. Talk, 2. Gips-alçı-, 3. Kalsit 4. Florit, 5. Apatit, 6. Ortoklaz, 7. Kuvars, 8. Topaz, 9. Korund, 10. Elmas) oldukça üst bir derecede kuvars. Atom dizilimlerinin toplanarak tek odakta toplandığı uç nokta ise, enerjinin odaklanabilmesi açısından çok önemli. Kristalimize enerji depoladıktan sonra, ağır bir blokaj üzerinde çalışırken bu özelliği çok iyi kullanabiliriz. Biliyorsunuzdur, blokajların da üzeri, kabuk gibi de görülebilen sert bir enerji tabakasıyla kaplıdır. Burada, blokajın kabuğunu, enerjiyi kristalden lazer gibi yönlendirerek kırıp içini temizleyebiliriz. Yalnız, çok hırpalanmış dokular üzerinde bu tekniği uygulamamalıyız.

5. Kristalin saflığı ve nötrlüğü : Kuvars kristali, içine konulan enerjiyi bozmadan, etkilemeden, temiz bir şekilde aktarır, bu özelliği de, telefon cihazlarında neden silisyumun bu kadar makbul olduğunu açıklıyor (sesin temiz ve parazitsiz aktarılması).



Mineraloji ve kristallografi bilimleri, kristalleri incelemeye devam ediyorlar, çünkü öğrenilecek daha çok fazla şey var. Kuvarslarla çalışırken de öyle. Başarılarınıza ve bilgilerinize katkılı olabilmek dileğiyle…

Sevil Ongankul

Kristal Kuvars

Değerli taşların oluşumu

Tüm değerli taşların kökeni, yeryüzü çekirdeğinin sürekli hareket halindeki ve daima dış yüzeye ulaşmaya çalışan erimiş magmasına dayanır. Bu kızgın kütlenin sadece küçük bir kısmı volkanik faaliyet ve lav akışı meydana getirir ve magma, çoğunlukla gezegenin alt tabakasındaki yeraltı çatlaklarına akar. Bu erimiş kaya ve mineraller kütlesine, kaynayan sular, buhar ve gazlar da eşlik eder. Bunlar soğurken bu yarıklarda biriken birçok mineralle birleşerek, kristalleri ve değerli taşları meydana getirirler. Oluşum ve gelişimlerini milyonlarca yılda tamamlayan bu değerli taşlar, sürekli olarak içlerine, güçlü elektromanyetik enerji de depolarlar. İşte insanları şifalandıran şey, taşların içindeki mineral yapılarıyla birleşmiş olan bu elektromanyetik güçtür.
Kaya kristalleri dünyanın manyetik alanları ile doğal olarak uyum icinde olan geometrik yapılardır. Bu alanlardan kendilerine çektikleri enerji, kendi elektromanyetik güçleri ile birleşince, etkili bir uyarım biçimi sağlar ve fiziksel olarak tükenmiş bir kişiye son derece faydalı olur. Bu canlandırıcı güç, bireyin enerji bedenine bilinçli olarak sokuldugu zaman, bedensel enerji nerede ise anında yenilenir. Kaya kristalleri bu nedenle cok etkili Şifa gücü sağlar.

Kuvars Kristali vücudumuzdaki zihinsel, bedensel ve ruhsal düzeyimizi arttırıcı enerji üretir. Ortamdaki tüm negatiflikleri geri iter. Meditasyon için çok uygundur.

Bu kristalin enerji akışı Ay’ın evrelerine uygun olarak yükselir ve alçalır ve dolunay zamanı zirveye ulaşır. Bu zamanlarda kuvars kristallerinin elekromanyetik özellikleri şiddetlenir ve çok etkili güçler yaymaya başlar. Ay küçülmeye başlayınca, kuvars kristallerinden gelen enerji akışı cok daha az etkili olur.

Kuvars Kristalleri

En dikkat ceken kristaller Erkek kuvars kristal, berrak oluşu nedeniyle, zihinsel karışıklık ve karamsarlık yaşayan kişiler üzerinde, olumlu bir etki yapar. Ayrıca insan üzerinde uyarıcı, eyleme geçirici bir etki de yapar. Onun için bu tür pozitif ya da erkek kristaller, dürtü ya da eylemin gerekli olduğu, özellikle fiziksel yorgunluğun ve zihinsel karışıklığın sorun olduğu durumlarda yararlıdır.

Bu cins kristaller en yoğun enerjiyi yayarlar, bu da onları doğal şifa alanında etkili kılar. Bu pozitif gücün insanın elektromanyetik alanına girişi, düşük enerji düzeylerinin hızla yükselmesine yol açar, zihinleri karışmış, duyguları olumsuz olan kişilerin, berrak bir görüş kazanmalarını sağlar, meditative uygulamalarda zihnin ötesine geçmeyi arzu edenler için, çakra sistemine etki ederek, kişinin hedefine erişmesine yardımcı olur.

Dişi kuvars kristaller ise, bulutlu ve donuk (saydam olmayan) bir yapıya sahiptir. Güzel bir görünüme sahip olmamasına rağmen benzersiz özelliklere sahiptir. Herhangi bir kişi, aşırı zihinsel, duygusal ya da fiziksel faaliyetin sonucu (örnek: migren gibi aşırı bir başağrısı çekiyorsa), bir dişi negatif kristal, böyle bir gerilimi ve acıları azaltmaya yardımcı olur. Bunu kristali sağ elinizle tutup, sivri ucunu gerilim bölgesine yönelterek başarabilirsiniz.

Bir de salkım şeklinde kaya kuvars kristalleri vardır. Bunların çoğu, erkek ve dişi kristallerin bir karışımıdır. Tamamen erkek enerjisine sahip salkımlar ise çok etkili güç alanlarına sahiptirler. Şifacılar için güçlü destekleyici enerji yayarlar. Öte yandan, tamamen dişi enerjiye sahip salkımlar ise, vizyon görme ve sezgi yeteneklerini geliştirmek için kullanılabilir. Bu tür salkım oluşumlar çok güçlü elektromanyetik enerji üreteçleridir. Çevrelerinde bulunan herhangi bir kişinin enerji alanını güçlendirirler.

Salkım ne kadar büyük olursa, güç alanları da o kadar büyük olur ve bu alan, çevredeki kişiler için son derece koruyucu bir özellik taşır. Çok büyük kristalleri yatak odalarında tutmamak lazımdır. Çünkü bu kristaller gece ayın uyarıcı enerjileri tarafından uyarılır, yeniden doldurulmuş gücünü daha yüksek bilinç düzeylerinde kullanıImasi icin etere salıverir, o yüzden rahatsız edici olabilir.

Ametist (mor renkli) kuvars kristalleri ise, son derece güzel ve güçlü enerji yayan kristallerdir. Bu tür salkımlar tedavi odasına yerleştirildiklerinde, güçlü, arındırıcı bir enerji yayarak, hem şifacıyı hem de hastayı uyarırlar. Eğer tahriş edici bir cilt hastalığından rahatsızlık duyuyorsanız, hasta bölgenin üzerine, sivri ucu aşağı gelecek şekilde bir ametist salkımı yerleştirin. Çok geçmeden büyük bir rahatlama duyacaksınız.

Bir Kristali Arındırma

Gereksiniminize uygun bir kaya kristalini seçtikten sonra, onu herhangi bir amaçla kullanmadan önce, belirli hazırlık aşamalarından geçirmeniz gerekir. İlk olarak kristalin fiziksel olarak temizlenip arındırılmasıdır. Kristaller ilk kazılıp çıkarıldıklarında üzerlerinde çeşitli mineral madde şekillerinden oluşan bir kabuk bulunur. Bu kabuğun giderilmesi için kristal, oksalik asit banyosuna yatırılır. Bu işlemden sonra kristallere birçok kişi tarafından dokunulur ve her bir kişi de bu kristal üzerinde kendi zihinsel ya da duygusal tesirlerini bırakır. İkinci olarak oksalit asit artıklarıyla birlikte, istenmeyen titreşimleri yok etmek için, kristal birkaç gün boyunca doğal deniz tuzunun içinde tutulur.

Kristal kuvarsınızı 1 lt. suya, 1 fincan kaya veya deniz tuzu eritip, bir CAM kaba koyun. Bu işlemi yaparken metal kaşık kullanmamanız, TAHTA KAŞIK kullanmanız özellikle önem taşır. (Metal kaşık kullanmamamızın sebebini tuz ve metal bir araya gelindiğinde kristallere zarar verir).Tuzu hazırladıktan sonra, Kristali suya koymadan sol elinizde tutun ve Kristalle konsantre olup şu dileği içinizden geçirin :“Üzerindeki bütün negative özellikler uzaklaşsın”.Bunu dileyerek, kristal kuvarsınızı suya bırakın.Yeni alınmış kristalinizi 24 saat ile 3 gün gibi bir süre bu suda kalması uygundur. Bu süre sonunda tuzlu suyu döktükten sonra Kristal, deniz tuzu yatağından parlak ve temiz bir biçimde çıkar. Üçüncü işlem ise, kristalin soğuk ve temiz bir suda durulanmasıdır.

Sonra pamuklu veya ipekli bir bez kullanarak kristali kurulayın. Sert bez kesinlikle kullanmamaya özen göstermeniz ve sentetik bez kullanmamanız uygundur. Tüm işlemlerin sonunda, Kristal havlunun üstünde güneşte bir müddet sarj edilir.

Artık bu andan itibaren diğer insanların kristalinizi ellemelerine izin vermeyin ve o yanlız sizin düşünce, arzu ve sevginizle dolsun.

Eğer kristalinizi her gün kullanıyorsanız, o zaman barındırabileceği negatif titreşimleri yok etmek icin, haftada 1 gün tuzlu su içinde birakarak arındırın. Kristal artık yeniden faaliyete geçmeye ve onu programladığınız rolü oynamaya hazırdır. Elma sirkesi ve deniz tuzu karıştırılmış su, çok kısa sürede 10 dakika gibi bir zamanda kristali temizler. Elma sirkesinin tuz ile karışımının temizlemeye etkisi olağanüstüdür. Suyu yanlızca 1 kere temizlik icin kullanın.

Kristali Faaliyete Geçirme

Eğer kristalinizden, bu güç kaynağından yararlanmak istiyorsanız, sonra onu düşüncelerinizle, duygularınızla yüklemelisiniz (şarj etmelisiniz) Beş dakika boyunca ona sevgi düşüncesi projekte edin. Ayrıca kristalinizi evrensel amaca adayın. Bunun için şöyle diyebilirsiniz. "Bu kristali evrensel amaca adıyorum. Bu andan itibaren, onun enerjilerini tüm canlılara yararlı olabilmek için kullanmaya söz veriyorum. Çünkü ben Yaratıcı Kaynak ile Bir'im; bundan dolayı tüm yaşam formlarıyla da Bir'im. Şimdi bu kristalin içindeki yaşam enerjisini, evrensel amaca hizmette kullanılabilmesi için faaliyete geçiriyorum." Temizlenmiş ve şarj edilmiş olan kristalinizi, çeşitli ruhsal nedenlerden dolayı dengesiz çalışan veya tıkalı olan çakraları açmak için kullanabilirsiniz.

12.12.2007

REİKİ NEDİR?


REİKİ NEDİR?

Reiki, ruhsal, düşünsel, fiziksel anlamda kişiyi dengede tutan evrensel yaşam enerjisidir.Japonca bir sözcük olup, “evrensel yaşam enerjisi” demektir.Geçmişi 2500-3000 yıl öncesine dayanan Reiki, 19. yüzyılda Japonya’da yaşamış olan teoloji profesörü Dr. Mikao Usui tarafından tekrar ortaya çıkarılmıştır.

REİKİNİN FAYDALARI

•Reiki insanın yaşamını değiştirir.
•Bedensel ve zihinsel şifayı sağlar.
•Beden ve ruhu dengeler, zihni güçlendirir.
•Farkındalılığımızı arttırır.
•Düşüncelerimizi pozitif yapar.
•Tıbbi tedavileri destekler, etkisini çabuklaştırır.
•Şifa kanallarımızı açarak engelleri çözümler ve iyileştirme gücünü harekete geçirir.
•Kendine güveni arttırır.
•Kişinin ruhsal gelişimini hızlandırır.

REİKİ NASIL ÖĞRENİLİR?
Bu yöntemi öğrenmek için üst üste iki gün seminere katılmanız yeterli olur. Öğretim sırasında enerji iletme yeteneği, tüm insanlarda bulunan tedavi kanallarını açan bir işlemle, öğretmenden öğrenciye aktarılır. Bu işleme inisiyasyon adı verilir.Reiki, çok güçlü bir teknik olmakla birlikte kullanımı çok kolaydır.Reiki aktarımı sırasında ne uygulama yapılan kişiye, ne de uygulama yapan kişiye herhangi bir problem geçmez.Reiki bir kez elde edilip ömür boyunca kullanılır. Kullanılmadığı takdirde de Reiki hep içimizde var olmaya devam eder.
-
REİKİ ÇALIŞMALARI
Reiki inisiyasyon çalışmaları:
 
Reiki eğitmeni;
Brajabanita (Benin Hananel, GSM: 0532.255.84.20)
 
Reiki inisiyasyon çalışmalarını geleneksel Usui sistemine uygun olarak, programı doğrultusunda bir hafta sonu (iki gün üst üste - Cumartesi: 10.00 - 13.00 ve Pazar: 10.00 - 13.00) yapmaktadır.

 

Zebercet Taşı / Olivin /Peridot


Olivin (peridot) denilen magmatik kayaçin şeffaf sarı ve açık yeşil renkli türü.
-
PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Neşe ve sevinç hissi verir.
Böylece diğer insanlara da sevgiyle bakılmasını sağlar.
Kişinin yaşam enerjisini, canlılığını korumasını sağlar.
Kişiyi verici olmaya yönlendirir.İyimserlik verir ve küçük gelişmelerden sevinç duyulmasını sağlar.
Nedensiz duyulan korkulara karşı iyi gelir.
Kaygıyı azaltir. Kişinin iç dünyasını farketmesini sağlayarak kişisel gelişimi hızlandırır.
Çevreyle iletişimi mükemmelleştirir.
Kıskançlık, egoistlik ve duygusal soguklukları yokeder.
-
FİZİKSEL ETKİLERİ
Kalp, pankreas, dalak ve cigerler üzerinde olumlu etkileri vardır.Doku bozulmalarını önleyici özelliklere sahiptir.Beden-zihin dengesini sağlar.
Sertlik derecesi:6,5 - 7
Kim. yapisi:(Mg,Fe)2SiO4
Özgül agirligi:3,3
Unsuru:Ateş
Çakra:Kalp, Güneş sinirağı
Özelliği : koruyucu

REİKİ OLASI SORULAR

Bu yazı internetten alınmıştır.

Genel konularda sorular ;
35.Bitkilere Reiki verilebilirmi ?
36.Hayvanlara nasıl Reiki verilir ?
37.Kristallere Reiki verilirmi ?
38.Yiyeceklere ve ilaçlara Reiki verilebilirmi ?
39.Teknik eşyaya Reiki verilebilirmi ?
Bitkilere Reiki verilebilirmi ?

Bitkilerede Reiki uygulayabilirsiniz , Saksı küçükse ellerinizi saksının iki yanına koyup niyet ederek , Saksı Büyükse hem saksıya hemde çiçeğin gövdesine verebilirsiniz. Tohumu henüz dikmeden reiki vermek istiyorsanız avuc içinde tohumları tutarak verebilirsiniz. Fazla sayıda saksı çiçeğiniz varsa eğer ayrı ayrı niyetlenmenize gerek yoktur bir defa niyet edip ellerinizi bir saksıdan diğerine geçirerek uygulamayaı sürdürürsünüz , bu yöntem çiçekler için geçerlidir. Uygulama sonrasında Reiki' ye teşekkür etmeyi unutmayınız.

Hayvanlara nasıl Reiki verilir ?

Hayvanlara Reiki uygulayabilirsiniz , sizinle birlikte olan ev hayvanları yaşamın olumlu olumsuz yanlarını , neşenizi , üzüntünüzü sizinle paylaşır . Hayvanın hırçınlaşması durumunda tıpkı bebeklere Reiki uygular gibi kucağınıza alarak , 5-30 dakika arası reiki verebilirsiniz . Hayvanlar yerinde durmazlar , tıpkı çocuklar gibi ihtiyaç duymuyor ise sizi iterek yada kaçarak belli ederler isteklerini , endişe etmeden uygulayabilirsiniz.

Kristallere Reiki verilirmi ?
Kristallere olduğu gibi tüm minerallere Reiki verilebilir , avuç içine alarak kristallere enerji aktararak temizleyebilirsiniz.

Yiyeceklere ve ilaçlara Reiki verilebilirmi ?


Yiyecek ve içeceklere kullanım öncesi alınabilecek muhtemel faydanın en yuksek duzeyde olması , pişirme öncesi veya sonrası ( pişerken değil ) temizleme amacı ile verebilirsiniz. Bazı durumlarda Reiki uygularken o gıdanın bozulmuş olduğunu hissedebilirsiniz veya şüphelendiğiniz gıdaları Reiki ile temizleyiniz. Alkollü içecek ve yiyeceklere Reiki vermeyiniz .
Sürekli kullandığınız ve ya kullanacağınız ilaçlara Reiki vererek oluşabilecek yan etkileri en aza indirgemek için avuç içinde enerji verebilirsiniz .

Takılara ve bir başkasına aldığınız hediyeye Reiki vererek o kişi ile ilişkinizi iyileştiri etki alabilirsiniz.

REIKI VE DİN
Reiki bir din ve inanç sistemi değildir , bunu unutmayınız . Reiki öğretisinin Dünya üzerindeki herhangi bir inanç sistemi ile ilişkisi yoktur . Dünya üzerinde milyonlarca insan Reiki uyumlaması almış durumdadır ve bu insanlar farklı toplumlardan farklı kültür yapılarında ve farklı dinsel inançlara sahiptirler .

Reiki insanların kendileri ve inançları arasındaki ilişkiyi desteklemekte ve beslemektedir.Evrende varolan enerji Yaradan' a aittir , her kim ve ne olursak olalım ondan geleni kullanırız.Bu nedenle Reiki enerjisini belirli bir tanım ve dinsel bağlantı içine sokmak doğru olmayacaktır.

Reiki felsefesini anımsayalım prensiplerde sizlere aktarılan temel prensipleri biraz genişleterek anımsayalım ;

Bugün sana verilen nimetler için şükret ,Bugün hiçbir şey için endişelenme ,Bugün hiçbir şey için öfkelenme ,Bugün dürüst ol, Bugün tüm varlıklara karşı nazik ve saygılı ol, Bugün aileni, öğretmenlerini sev ve say- Bugün ekmeğini helal kazan, Başkalarını kendin gibi sev...
Bahsettiğimiz prensiplerin herhangi bir inanç sisteminin temeli ile çatışması mümkünmüdür ?
Reiki'ye uyumlanmış olun yada olmayın eğer inançlarınız ile Reiki uygulamalarının çatıştığını düşünüp zihninizde sorun yaşıyor iseniz uygulamaları bırakın , ara verin. Uygulamadığınız takdirde Reiki enerjisinin size bir etkisi olmaz, zaman içerisinde temelinin "Sevgi" olduğunu görerek yaşayacaksınız.

REİKİ VE TIP İLİŞKİSİ

Reiki tanımını sizlere aktarır iken "aydınlanma yolu ve şifa yöntemi" olduğundan bahsettik , Reiki tamamlayıcı bir tedavi sunar bizlere buna paralel olarak rahatsızlık hissettiğimiz konularda bir tıp doktoruna gitmekte , gerekli kontrolleri yaptırarak teşhis koyulmasında kesinlikle fayda vardır. Sorunun tespiti tedavinin etkinleşmesinde size destek verecektir , çözüme ulaşmaya dönük Reiki uygulamaları yaparak , tıbbi tedavi ile birlikte olumlu sonuçlar alabilirsiniz.

Tedavi esnasında kullanılan ilaçlara Reiki verilerek yan etkileri azaltılabilir , Ameliyatlarda Reiki kullanılabilir fakat uygulama ameliyatın iyi geçmesi dileğiniz ile ameliyat öncesi , nekahat döneminin rahat olması ve yaranın kapanıp tedavinin olumlu sonuçlanması için ameliyat sonrası uygulanmalıdır.

Tansiyon ve şeker hastası olan kişilerde Reiki uygulaması yapılıyor ise doktorunuza danışmalı , kontrol altında uygulama yapmalısınız. Lütfen ilaçlarınızı kullanmayı ihmal etmeyiniz.Günümüzde pek çok tıp doktoru Reiki uyumlaması almaktadır , pozitif bilimin yöntemleri ve Evrensel enerjiyi kullanarak hastalarına destek olmaktadırlar.

REİKİ VE RUHSAL GELİŞİM
Kişisel bütünleşme yöntemleri insanın ruhsal arayışı sonu gelmeyen bir yol gibi gözükmektedir. Bu arayışa kendini adamaya başlayan birey farkındalığını geliştirmek ve ulaşmak istediği tekamüle erebilmek için pek çok araç kullanır . Reiki evrende varolan ruhsal bir enerjidir tanımından hareket edersek ruhsal anlamda farkındalık düzeyimizi arttırmamıza katkı sağlayacaktır.

Düzenli olarak üzerimizde uyguladığımız takdirde duygusal,ruhsal,zihinsel ve fiziksel beden üzerinde sağlanan denge birey olarak yapacağımız çalışmalarda destek verecektir. Huzurlu bir bütünlük sağlayabildiğimiz takdirde yürüdüğümüz yolda önümüze çıkan sorun ve çözümleri daha net görebilir , katlanılması gereken ödevleri deneyimlerken güçlü oluruz ,

Reiki uyumlaması almanız size güçlü bir destek sahibi yapacaktır . Kullanmasanız dahi zamanı geldiğinde içinizden gelen bir istek sizi bu aracı gerektiği şekilde kullanmanızı sağlayacaktır . En çözümsüz olduğunuz anlarda , kendinizi kötü hissettiğinizde aşağıdaki prensiplere elinizden geldiğince uymaya , uygulamaya çalışın ,

Endişelenme ,Öfkelenme,Şükret ,Helal Kazan,Tüm varlıkları sev......


REİKİ VE UYUMLAMA-(İNİSİASYON)

Uyumlama Hakkında
1.Reiki inisiasyon ( uyumlama ) almadan uygulanabilirmi ?
2.Günümüzde farklı isimlerde Reiki çeşitlerinden bahsediliyor , doğrusunu nasıl bulurum ? 3.Reiki öğrenmek için hangi öğretmenin iyi olduğunu nasıl bilebilirim ?
4.Reiki İnisiasyonu ( uyumlama ) sırasında öğrenci neler yaşar ve hisseder ?
5.Bir arkadaşımın elleri uyumlama sonrası olduça ısınmış bu bir sorunmudur ?
6.Reiki İnisiasyonu aldıktan sonra yaptığım uygulama ile Reiki uygulaycısından aldığım tedavi arasında temel bir fark varmıdır ?
7.Uyumlama sonrası bana aktarılan enerjinin kaynağı nedir ?
8.Reiki inisiasyonu sonrasında bazı tepkime ve rahatsızlıklar ortaya çıktığından bahsediliyor , boyle bir durum rahatsız edici, korkmadan uyumlanmalımıyım ?
9.Uyumlama sonrasında ki temizlenme süreci nedir ? Bu dönemde ne yapacağız ?
10.Reiki Master uyumlamayı yapsa bile , kişi uyumlanmamış olabilirmi ?
11.Reiki Uyumlaması aldım fakat kullanmıyorum , bu bir sorun yaratırmı ?
Reiki inisiasyon ( uyumlama ) almadan uygulanabilirmi ?

Reiki uygulayıcısı almış birisinden Reiki enerjisi almak ve tedavi görmek mümkündür fakat kendinize Reiki uyumlaması almadan uygulama yapmanız mümkün değildir.Kendinize Reiki enerjisini uygulayabilmeniz için bir Reiki Master ’dan ( Reiki Öğretmeni , Üstadı ) uyumlama almanız gereklidir .

Günümüzde farklı isimlerde Reiki çeşitlerinden bahsediliyor , doğrusunu nasıl bulurum ?

Reiki öğretisi kökeni yüzyıllar öncesine dayanan bir şifa ve aydınlanma sistemidir. Kuşaklar boyunca yapılan araştırmala sonucunda farklı şifa uygulamaları ve yöntemleri geliştirilmiştir . Bu sistemler iyilik amacı ile kullanıldığı sürece sizlerin faydasınadır , belirli bir deneyim süreci sonrasında içinizden gelen sesi dinleyerek acele etmeden hareket etmeniz daha faydalı olacaktır . Günümüz toplumları hızlı tüketim anlayışından olsa gerek herşeyi çok hızlı almak istemektedir . Oysa bazı bilgiler zaman içerisinde deneyimlendikten sonra yerini bulmaktadır. Reiki temel ve öz bir öğretidir , bu öğretiyi soyağacı Dr Mikaso Usui ‘ye dayanan bir öğretmen almanız doğru olandır .Sezgilerinize güvenin ve Reikiyi her zaman iyilik için kullanın.

Reiki öğrenmek için hangi öğretmenin iyi olduğunu nasıl bilebilirim ?

Reiki öğretmeni seçimi sizin açınızdan önemli ise bu konuda araştırma yapmanız gereklidir , yine sezgileriniz size yol gösterecektir. Enerjisi size pozitif gelen bir öğretmenden gerekli uyumlamayı alabilirsiniz . Reiki uyumlaması yapacak olan kişinin Reiki 3 seviyesinde olması , Sertifikasında Dr MikasoUsui nin soyacaından gelen bir Reiki üstadının silsilesinden gelmesi gereklidir . Bazı şehirlerde Reiki Master olmayan kişilerin bu konuda uyumlama yaptığı dile gtirilmektedir bu hoş bir durum değildir . Çevrenizde daha önce reiki uyumlaması almış olan arkadaşlarınız sizlere Reiki Master’larını övgü ile anlatacaklardır ancak bu tür bilgiler karşınızdaki kişinin değer yargılarınıda içeriyorsa yanıltıcı olabilir . Önemli olan konu Reiki Üstadının egolarından arınmış , konusunda deneyimli bir kişi olmasıdır . Bu konuda titiz davranmak gereklidir . Sonrasında zihninizde pek çok soru ile yeni bir öğretmen arayışına girebilirsiniz. Eğer uyumlandığınız Reiki Master deneyimli biri değilse yine uyumlama alabilirsiniz , eksik olan bilginizi bugün Türkçe olarak basılmış pek çok kaynaktan temin edebilirsiniz . Tercih sizindir .

Reiki İnisiasyonu ( uyumlama ) sırasında öğrenci neler yaşar ve hisseder ?

Reiki uyumlaması esnasında kişinin gözleri kapalıdır , bu nedenle üstadın yaptığı hareketleri göremez , sadece hisseder . Reiki Master belirli bir sıra ile Reiki sembollerini üstünüze yerleştirir ve Usui sensei den bugune gelen Reiki enerjisine kanal olmanız için size enerji aktarır . Reiki 3 sesiyesine gelene kadar bu ritüeli görmemeniz etik kuralların gereğidir. Bu ritüelde kişilerin hissetikleri değişkendir . Kimi hiç bir şey hissetmezken sadece rahatladım diyebilir. Kimisi üzerinden yük kalkmışcasına rahatlar , kimi ağlar tepkimeler kişiye göre değişkendir. İnisiasyon sonrası duygular bireyseldir fakat sonrasında insan rahatlar elleri ısınır ve hafifler .Kimi insan çeşitli renkte ışılar gördüğünü kimiside bazı vizyonların gözlerinde canlandığından bahsetmiştir.
Bir arkadaşımın elleri uyumlama sonrası olduça ısınmış bu bir sorunmudur ?
Herkesin tepkisi farklı olmakla birlikte bu sağlıksız bir durum degildir , kişinin çakraları açıldığını ve enerjinin yoğun olarak aktığını gösterir.

Reiki İnisiasyonu aldıktan sonra yaptığım uygulama ile Reiki uygulayıcısından aldığım tedavi arasında temel bir fark varmıdır ?


Burada iki temel fark ortaya çıkmaktadır . Birincisi ; Siz uyumlama aldı iseniz artık ömür boyu kullanabileceğiniz bir araca sahip olmuşsunuzdur . İkinci olarak birisinden Reiki uygulaması alarak şifa bulursunuz fakat kendiniz uyumlama aldığınızda farkındalığınızı arttırıcı bir etki ortaya çıkacakır.
Uyumlama sonrası bana aktarılan enerjinin kaynağı nedir ?
Reiki enerjisi ile kanal olduğumuz şifa gücü evrenseldir . Reiki Nedir bölümüzde Tarihçe bölümünde incelediğimiz gibi Dr Mikao Usui tarafından geri getirilen bir yöntemdir .
Reiki inisiasyonu sonrasında bazı tepkime ve rahatsızlıklar ortaya çıktığından bahsediliyor , boyle bir durum rahatsız edici korkmadan uyumlanmalımıyım ?
Böyle bir durumdan korkmamalısınız , aksine farkında olmadığınız ve ileride size sorun yaratabilecek bir rahatsızlıgın erken dönemde teşhis imkanı doğdugu için Reiki ‘ ye müteşekkir olmalısınız . Günümüzde modern tıp ve alternatif tıp yöntemleri ile pek çok hastalık teşhis edilmekte ve tedavisi bulunmaktadır. Reiki sadece hastalığın ortaya çıkmasına değil tedavisine ve hastalık nedeni ile ortaya çıkabilecek korkuların giderilmesinede yardımcı olacaktır.

Uyumlama sonrasında ki temizlenme süreci nedir ? Bu dönemde ne yapacağız ?

Reiki uyumlaması sonrasında fiziksel , duygusal ve ruhsal bir temizlenme süreci yaşanması normal bir durumdur . Fiziksel olarak bedenimizde bulunan toksinler atılırken ruhsal ve duygusal olarak negatif enerjinin vücudumuzdan atılması negatif ve pozitif enerji dengesinin kurulması gerçekleşmektedir. Reiki 1 düzeyinde bu temizlenme süreci 21 gün olarak ortaya konmaktadır bu daha uzun yada kısa bir sürecte gercekleşebilir . Bu sizin negatif etkileşiminize ve fiziksel toksin birikimine bağlıdır. Uyumlama süreci sonrasında bol bol su içiniz ve kendinize düzenli olarak Reiki uygulayarak bu tepkimeleri karşılayınız . Fiziksel tepkimelerde artış olması durumunda bir Tıp doktoruna muayene olunuz . Vücutta tokisnlerin atılması için en güğzel araç bol bol su içmektir.

Reiki Master uyumlamayı yapsa bile , kişi uyumlanmamış olabilirmi ?

Kişi istiyor ise bu uyumlamanın gerçekleşmemesi mümkün değildir. Fakat kişi istemeden kıramayacağı bir arkadaşının hatırına istemeden uyumlama almayı kabul etmiş ise uyumlama gerçekleşmeyebilir bu nedenle kendi kararınız ve sezgileriniz ile hareket edin ve zamanı geldiğine karar verdiğinize Reiki 1 veya 2 düzeye inisie olmak için Reiki Öğretmeninize başvurun.
Reiki Uyumlaması aldım fakat kullanmıyorum , bu bir sorun yaratırmı ?
Uyumlama sonrasında kullanmasanız bile artık ömrünüzün sonuna kadar istediğiniz zaman kullanmaya başlayabilirsiniz. Ne kadar çok ve düzenli uyumlama yaparsanız enerji akışı güçlü ve dengeniz o kadar uyumlu olacaktır.

REİKİ VE UYGULAMASI

Uygulama Hakkında ;
12.Hergün uygulama yapmak zorundamıyım ?
13.Reiki uygulaması yapıyorum telefon ya da kapı çaldı ne yapabilirim ?
14.Reiki yaparken televizyon seyrediyorum veya kitap okuyorum böyle bir durum sorun yaratırmı ?
15.Reiki uygularken metal takı ve benzeri eşyaları çıkarmak gereklidimir ?
16.Reiki uygularken ne giymek gerekir ?
17.Reiki uygulaması sırasında müzik , mum veya tütsü kullanıyorum , problem yaratırmı ? 18.Reiki uygulamasını sabahmı akşammı yapmalıyım ?
19.Farkındalık seviyesinde nasıl bir etki oluşmakta ?

Hergün uygulama yapmak zorundamıyım ?
Reiki 1 düzeyini ilk aldığınız zaman 21 gün süresince uygulama yapmanız tavsiye edilmektedir . Bu süreci ne zaman başlatacagınız ve sonrasında ne kadar uyugulama yapacagınız size kalmıştır. Bizim unutmanızı istemediğimiz ve tavsiyemiz ne kadar çok uygulama yaparsanız o kakar etkin Reiki enerjisini kullanabilirsiniz. Bunu deneyimledikce hissedeceksiniz bu nedenle bizim cevaplarımız yerine deneyimleriniz sizi yanıtlayacaktır.

Reiki uygulaması yapıyorum telefon ya da kapı çaldı ne yapabilirim ?


Herhangi bir şekilde niyet ettiğiniz sürede Reiki uygulaması yapmanız tabiki faydalıdır . Gerekli olduğu durumda uygulamanızı sonlandırıp Reikiye teşekkür ederek uygulamayı bitiriniz . O gün vaktiniz olursa yine uygulama yapabilirsiniz , uygulama sonrasında topraklama yapmayı ihmal etmeyiniz. Çalan cep telefonunuz ise önceden kapatmakda bir çözümdür tabi ...

Reiki yaparken televizyon seyrediyorum veya kitap okuyorum böyle bir durum sorun yaratırmı ?

Bilinçli ve dikkatinizi dağıtmadan uygulama yapabiliyor iseniz bu mümkündür fakat Reiki uygularken farkındalığımızı bedenimize vermek ideal olandır .
Reiki uygularken metal takı ve benzeri eşyaları çıkarmak gereklidimir ?
Kullandığımız öğretinin temeli enerjidir . Güçlü enerji aktarımı gerçeleştirildiği durumlarda cep telefonu ve elektronik saatlerde sorun çıktığı gözlemlenmiştir . Metal takı ve benzeri eşyalarında yanma hissi yarattığı deneyimlenmiştir . Bu nedenle elinizden geldiğince bu tip eşyaları üstünüzde bulundurmamanızda fayda vardır.

Reiki uygularken ne giymek gerekir ?

Rahat ve mümkün olduğunca bol giysiler uygun olmaktadır.

Reiki uygulaması sırasında müzik , mum veya tütsü kullanıyorum , problem yaratırmı ?

Sakin ve meditatif bir müzik tercih edilebilir , hoş kokulu rahatsız vermeyecek bir tütsü ve mum uygulama sırasında dikkatinizi toplamanıza ve bilinçli bir uygulama yapmanıza katkı sağlayacaktır.

Reiki uygulamasını sabahmı akşammı yapmalıyım ?

Sabah uygulama yaparak günü iyi bir şekilde karşılamak için hazır olursunuz , akşam uygulama yaparak günün negatif etkilerini üzerinizde atabilirsiniz. Burada dengeyi siz kuracak ve uygulayacaksınız.

Farkındalık seviyesinde nasıl bir etki oluşmakta ?

Reiki uygulaması yapmaya başlamadan önceki ruhsal durumunuzu , davranışlarınızı ve yaşamsal tepkilernizi karşılaştırın. İnsanoğlunun olgunlaşması ve aydınlanmasında bir sınır yoktur . Reiki sizin için aydınlanma yolunda bir raç ise en uygun olan yöntemlerden birini seçmişsiniz demektir . Sizi yapacagınız tüm çalışmalarda dengeleyecek ve gelişiminize katkı sağlayacak bir araçtır fakat yanılsamalara kapılmadan sabırlı bir şekilde yolunuzda yürümelisiniz. Kendi özeleştririmizi yaparak , kendimizi kandırmadan çalışmak önemlidir.

REİKİ İLE ŞİFA ÇALIŞMASİ

Şifa uygulaması olarak Reiki
20.Reiki uygulaması yaparken izin almak gerekirmi , izin aldığım halde almayan olabilirmi ? 21.Bebeklerde durum nedir ? Uygulama yapabilirmiyim ?
22.Hamilelerde Reiki verilebilirmi ?
23.Sevmediğiniz bir kişi uygulama yapmanızı istedi bu durumda ne yapmalısınız ?
24.El pozisyonlarında kaç dakika durmam gereklidir ?
25.Ellerim çok üşür ısıtmam gerekirmi ?
26.Reiki uygulamam istendi zorunlumuyum ?
27.Reiki uygularken bunaldım ve yarıda kestim , ne yapmam gerekirdi ?
28.Kişiye Reikiden bahsettim inanmadı , yararlı olacagını düsünüyorum ne yapmalıyım ? 29.Reiki uygulaması yaparken arkadaşım uyudu , ne yapmalıyım ?
30.Uygulama yaparken negatif enerji ya da hastalık geçermi ? Reiki uygulaması yaparken izin almak gerekirmi , izin aldığım halde almayan olabilirmi ?
Sizden uygulama yapmanızı isteyen kişinin isteği ile Reiki uygulaması yapıyor iseniz kişinin enerjiyi almaması gibi bir durum söz konusu olamaz. Bir uygulama ile rahatszılık geçmeyebilir bir kaç gün düzenli uygulama yapmak gerekebilir . Ağır rahatsızlıklar her gün belirli bir süre uygulama yapılması önerilir. Kişinin izni olmadan uygulama yaptı iseniz kişi sizden hiçbir sey alamaz , birisine Reiki vermek istediğinizde önce ne yapacagınızı ve Reikinin ne oldugunu anlatmalısınız .Daha sonrasında izin isteyerek uygulama yaparsınız . Reiki de insan iradesi esastır , kaza ve benzeri durumlarda Reikiyi önce uygulayabilir daha sonra konuyu anlatabilirsiniz . Uzaktan göndermeler içinde bu geçerlidir , kişi kendinde değil ise bir aile üyesi tarafından talep yapılabilir.
Bebeklerde durum nedir ? Uygulama yapabilirmiyim ?
Aile bireylerinin rızası ile yapılmalıdır, bebekler büyüklere göre daha saf oldukları için daha kısa süreli uygulama yapmak yeterli olacaktır . Bebekler istemedikleri zaman size el kol hareketleri ile belli edeceklerdir . Çocuklarda benzeri şekilde tepkime vermektedirler.
Hamilelerde Reiki verilebilirmi ?
Elbette verilebilir , böylelikle dünyaya gelecek olan bebegin sağlıklı ve mutlu bir çocuk olmasında destek verilir . Hamileleiğin ilerleyen dönemlerinde kişi kendine uygulama yapmakta zorlanıyor ise baba adayının bunu yapması tavsiye edilmektedir.
Sevmediğiniz bir kişi uygulama yapmanızı istedi bu durumda ne yapmalısınız ?
Burada tercih size kalmış olmakla birlikte , Reiki prensiplerini anımsayalım “Tüm varlıkları sevmek” , bu bizim bir deneyim ve sınav olabilir . Sezgilerinizi tartın belkide sevmediginiz kişiye uygulama yaparken aranızdaki sorunun nedenini tepit edebilir ve çözüm yoluna ulaşabilirsiniz.
El pozisyonlarında kaç dakika durmam gereklidir ?
İlk uyumlama aldığınız dönemlerde 3-5 dakika arası el pozisyonlarını uygulamanız tavsiye edilmekte isede bu zaman içerisinde geliştireceginiz bir yetenektir. Düzenli uygulamalar sonrasından vücudunuzun herhangi bir noktasının enerjiye doydugunu veya devam etmeniz gerektiğini hissedeceksiniz . Bunun için kendinize zaman tanıyım sabırlı olun , insanın kendisini algıları ile kandırması kadar yanıltıcı bir durum yoktur bu nedenle kendinizi arındırırken sezgilerinizide arındaırarrak zaman içerisinde hangi bölgede ne kadar kalacagınızı algılayabileceksiniz. İlk dönemde temel 7 çakra üzerine çalışarak vücudunuzdaki enerji dengesini sağlayabilirsiniz.
Ellerim çok üşür ısıtmam gerekirmi ?
Reiki uygulamaya başladığınızda enerji akmaya başlar , bir süre sonra elleriniz ısınacaktır . Uygulama yaptığınız kişiyi rahatsız etmemek için uygun bir mesafede ellerinizi tutarak uygulama yapabilirsiniz.( 3-7 cm yukarıdan ) Reiki uygulamam istendi zorunlumuyum ? Şöyle düşünün sizinde ihtiyacınız varki bu sizden talep edildi , bu durumu fırsat bilerek uygulama yapın . Daha sonra kendinizede uygulama yapınız.

Reiki uygularken bunaldım ve yarıda kestim , ne yapmam gerekirdi ?
Böyle bir huzursuzluk hissetiğiniz durumda uygulama yaptınız kişide el hareketlerini hızlı bir şekilde uygulayıp topraklama yapınız . Unutmayın Reiki prensiplerinde “Bugün hicbir sey için endişelenmeyecegim , Bugün hiç bir seye kızmayacagım “ der bu prensiplerden hareketle daha rahat bir ortamda başka bir zamanda uygulamanızı gerçekleştirin . Reiki uygulaması yapılan mekanın iyi havalandırılmış ve huzurlu bir mekan olması sağlıklı bir reiki uygulaması yapmanıza destek olacaktır.
Kişiye Reikiden bahsettim inanmadı , yararlı olacagını düsünüyorum ne yapmalıyım ?
Kimseyi zorlamayın ve akışa bırakın inandırmak gibi zorunluluğumuz yoktur. O kişinin ihtiyacı olduğu bir anda izin vereceğini düşünün böyle bir zamanda ağrısını dindirmeniz yeterli açıklama olacaktır . Bazen tanımlamak için kelimelerin yetmediği yerde deneyimlemek en iyisidir , her zaman sabırlı ve yapıcı olun.
Reiki uygulaması yaparken arkadaşım uyudu , ne yapmalıyım ?
Öncelikle korkmayın bırakın uyusun siz uygulamanızı sürdürün , uygulama sonrası gerekli ise hafifce uyandırın yoksa uyandırmayın . Uyanınca reikiye teşekkür edin , tüm uygulamarınızın sonunda oldugu gibi .
Uygulama yaparken negatif enerji ya da hastalık geçermi ?
Hayır , unutmayın evrensel bir enerjiye kanal oluyorsunuz . Kendi enerjisinizi değil evrende varolan bir enerjiyi aktarıyorsunuz . Kendinizde aynı enerjinin olumlu etkisi altındaınız aklınıza böylesi olumsuzluklar getirmeden uygulama yapınız , her uygulama sonunda topraklama yaparak Reiki’ ye teşekkür ediniz.

REİKİ VE İLKYARDIM


ilk yardım konuları ;
30.Kırıklarda Reiki uygulanırmı ?
31.Yanıklarda nasıl uygulama yapabilirim ?
32.Kalp krizi ile karşılaştım ne yapmalıyım?
33.Kazalarda Reikiyi hangi bölgeden vermeliyiz. ?
34.Alkol ve sigara bagımlılıklarında Reiki uygulanabilirmi ? Kırıklarda Reiki uygulanırmı ?
Önce doktor muayenesi yapılmalıdır . Erken kaynama oluşmaması için gerekli tıbbi ilk yardım uygulamaları ve doktor tedavisi sonrasında doktora danışılarak Reiki verilebilir. Sargı üzerinden Reiki verilebilir . Yanıklarda nasıl uygulama yapabilirim ? Gerekli doktor kontrolü yapıldıktan sonra yanık bölgesine dokunmadan belli bir mesafeden uygulama yapılabilir , düzenli uygulama sonrası yanık izi tamamen kaybolabilir. Kalp krizi ile karşılaştım ne yapmalıyım? Böylesi bir durumda öncelikle doktor çağırın , kişinin yakasını gevşetin ve rahat nefes almasını sağlayın . Daha sonra 3.çakra , sonra 2. çakra ve doktor gelene kadar ayak tabanlarına Reiki vererek devam edin . Hastanın kalp pili taşıyıp taşımadığınız sormamız önemlidir , böyle bir durumda risk doğabilir , mutlaka doktoru bekleyiniz.
Kazalarda Reikiyi hangi bölgeden vermeliyiz. ?
Böyle bir durumda öncelikle ambulans cagrılmalıdır . Kırık , iç kanama ve yanık söz konusu ise doktorun gelmesi beklenmelidir . İlk yardım eğitimi aldı iseniz bunları uygulayarak hastayı rahatlatabilirsiniz. Yukardaki durumlar söz konusu değil ise sırası ile 3. çakra, 2. çakra , Omuzlar ve ayak tabanlarına reiki uygulayabilirsiniz.
Alkol ve sigara bagımlılıklarında Reiki uygulanabilirmi ?
Alkollü iken 24 saat gecmeden Reiki uygulamamak gerekir fakat bagımlıklıktan kurtulma amacı ile içkiyi ve ya sigarayı bırakmış olan kişi Reiki ile iradesini güçlendirip bağımlılık yapıcı maddelerin etkisini azaltabilir. Kişinin kararı burada önemlidir , karar kesin olarak verilmiş ise düzenli Reiki uygulaması sinizr sisteminin dengeli çalışmasını ve vucudun bu zararlı maddelerin temizlemesini sağlamasında Reiki uygulanmaktadır.

REİKİ CAKRA DENGELEMESİ

ÇAKRA DENGELEMESI
Çakralarin frekanslarinin birbirine uyumlu çalismasi için uygulanan bir yöntemdir. Her Reiki uygulamasindan sonra ve enerjinizin düsük oldugunu hissettiginiz tüm zamanlarda kullanmaniz önerilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, her pozisyonda mutlaka iki-bes dakika arasy ve ellerinizi kaldirmadan uygulama yapmanizdir.
Öncelikle Reiki uygulamasyna niyet ediniz.
Bir el Alin Çakrasi üzerinde diger el kök çakra üzerinde bes dakika, ( 1-6 ) Bir el karin çakrasi (sakral) üzerinde diger el bogaz çakrasi üzerinde bes dakika, ( 2-5 ) Bir el mide çakrasi (solar pleksus) üzerinde diger el kalp çakrasi üzerinde bes dakika, ( 3-4)
Reiki ye tesekkur edip tamamlayynyz.


REİKİ VE TOPRAKLAMA


TOPRAKLAMA UYGULAMASI
Topraklama, enerji ile çalışan herkes için son derece önemli bir uygulamadır. Bu uygulama her zaman önemli olmakla beraber, özellikle uyumlama sonrası, yer (dünya) enerjisi ile topraklanmak kendinize gelmenize yardımcı olacağından, burada önemi daha da artmaktadır. Ayrıca uyumlama sonrası, özellikle duygusal, zihinsel ve ruhsal etkilerden de (hatta fiziksel) arınmaya yardımcı olacaktır. Birçok farklı topraklama uygulaması hayal edebilirsiniz ama hepsinde niyet aynıdır - bütün enerji seviyeleri ile bağlantı kurmak. Sizin hedefiniz daima enerjiyi dengelemek olacaktır. Ne zaman kendimi topraklasam, zihnimde bir aydınlanma oluyor ve bunun bana çok faydası dokunuyor. Bir Reiki çalışmasından sonra yapacağınız topraklama uygulamasının zihninizde yaratacağı aydınlanma, rehberlerinizden ya da diğer kaynaklardan alabileceğiniz bilgiye açık olmanız konusunda son derece faydalıdır. Lütfen bu tekniklerden en az bir tanesini deneyin ve hissettiklerinizi bizlerle paylaşın. Kendinizi Topraklamak İçin Büyüyen Kökler Tekniği ;Ayaklarınızdan ve kök çakranızdan yeryüzüne doğru büyüyen kökler hayal edin. Yeryüzünün enerjisini içinize doğru çekerken, içinizde olduğunu hissettiğiniz negatif enerjileri de dışarı atın. Negatif enerjinin nefesinizle birlikte vücudunuzu terk ettiğini hissedin. Bunu, tüm negatif enerjilerin vücudunuzu terk edip yerini tazeleyici yeryüzü enerjisi doldurana kadar tekrarlayın. Bu uygulamanın değişik bir varyasyonu da, negatif enerjiyi köklerinizden yeryüzüne doğru atarak yapılabilir.

Boya Tenekeleri Tekniği Her bir çakranızda kendi rengine uygun (kök çakra için kırmızı, kuyruk sokumu çakrası için turuncu, solar pleksus için sarı, kalp çakrası için yeşil ya da pembe, boğaz çakrası için mavi, alın çakrası için lacivert ve taç çakra için de eflatun/beyaz) bir boya tenekesi bulunduğunu hayal edin. Kök çakradan başlayarak mevcut tenekede bir delik açın. Kırmızı boyanın vücudunuzu temizlediğini ve daha sonra bunun yeryüzü tarafından emildiğini görün. Bunu diğer çakralar için de uygulayın. Bu uygulama her bir çakrayı ayrı ayrı topraklayacak ve sonunda kendinizi çok daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Işık Huzmesi Tekniği Muhteşem bir ışık huzmesinin sonsuzluktan gelip auranıza/vücudunuza nüfuz ettiğini hayal edin. Bu ışığın enerjisini vücudunuz boyunca her bir çakranızda ayrı ayrı hissedin ve en sonunda da bu enerjinin yeryüzü aracılığıyla tekrar sonsuzluğa bağlandığını hissedin. Bu enerjinin sizi temizlerken tüm negatif enerjileri de ayaklarınıza ve oradan da yeryüzüne doğru yıkadığını hayal edin. Kristal Tekniği Her bir çakranızın üzerine kendi rengiyle uyumlu bir kristal yerleştirin. Kendinizi beyaz ışığı teneffüs ederken ve bu kristallerin ışığı renklendirip çakralarınızı beslediğini hayal edin. Daha sonra bu enerjinin bir gökkuşağı şeklinde ayaklarınıza ve oradan da yeryüzüne doğru hareket ettiğini hissedin. Bu uygulama çakralarınızı dengelerken enerjiyi de topraklayacaktır. Eğer uygulama sonunda kendinizi tamamiyle topraklanmış olarak hissetmezseniz, kök çakradaki kırmızı kristal dışındakileri kaldırarak aynı uygulamayı sadece kök çakranızla tekrar edin. Ağaç Kucaklama Tekniği Gidin, bir ağacı kucaklayın ve onun enerjisi ile kendi enerjinizin kaynadığını, bir araya geldiğini hissedin. Ondan, kökleri aracılığıyla sizi topraklamasını ve enerjisini sizin enerjinizle birleştirmesini isteyin. Ağaçla BİR olun ve onun köklerini enerjinizi taşıyıp sizi topraklaması ve temizlemesi için kullanın. Daha sonra ağaca teşekkür etmeyi unutmayın.
Turk_Reiki Grubu - Susan S.Bosco (Bu metnin aslı yahoogroups üzerinde yer alan Reiki_On adlı tartışma listesinde olup, liste sahibi Karen Smith’in izni alınarak çevirisi yapılmıştır)

SONSUZLUĞUN ÖTESI İÇİNİZDEDİR

Lütfen şimdi gözlerinizi kapatın ve yüreğinizi açın.
Yüreğinizden gelen tüm sevgiyi hissedin.
Sözlerime zihninizle ve yüreğinizle katılmanızı istiyorum.
Sevginin güçlü bağlantısını hissetmenizi istiyorum.
Birlikte, yaratıcı ile bir olmayı deneyimlemek için dua edeceğiz.
Dikkatinizi akciğerlerinize odaklayın.
Sadece akciğerleriniz var. Ciğerlerinizin iyice genişlediğini hissedin.
Insan bedeninin en büyük ihtiyacı olan havayı içinize çekin.

Derin bir nefes alın ve ciğerlerinizin havayla dolduğunu hissedin. Havanın sevgi olduğunu hissedin. Hava ile ciğerlerinizin arasındaki sevgi bağını hissedin.

Tutunduğunuz tüm dalları bırakarak, tüm bağımlılıklarınızdan arınarak, özünüze dönerek sadece sevgiyi hissetmenin hazzını duyun.

ÖZGÜRLÜK DUASI

Evrenin yaratıcısı, Gerçek adının Sevgi olduğunu biliyoruz. Seninle iletişim içinde olmak aynı vibrasyonu, ayni titreşimi paylaşmak demek.

Bugün, bize senin gibi olmamız için, yaşamı sevmemiz için, yaşam olmak, sevgi olmak için yardım et.
Bize senin gibi sevmemiz için yardım et.
Koşulsuz beklentisiz, görevsiz, yargısız.
Kendimizi yargılamadan sevmemiz ve Kabul etmemiz için bize yardım et.
Başkalarını koşulsuz sevmemiz için bize yardım et.
Onları yargılamadan kabul etmemiz için bize yardım et.
Başkalarını reddettiğimizde kendimizi reddediyoruz, kendimizi reddettiğimizde Seni reddediyoruz.
Yarattığın her şeyi koşulsuz sevmemiz için bize yardımcı ol.
Zihnimizi yargılardan özgürleştir. Böylece saf huzur ve saf sevgiyle yaşayabilelim.
Bugün çok özel bir gün. Bugün yüreklerimizi yeniden açıyoruz ve birbirimize “Seni seviyorum” diyoruz – korkmadan ve sevgiyi hissederek.
Bugün kendimizi sana sunuyoruz.
Bize gel, sesimizi, gözlerimizi, ellerimizi ve Yüreklerimizi kullan. Kullan ki sevgiyi herkesle paylaşabilelim.
Sevgiyle değişime hazırız.
Evrenin yaratıcısi. Bugün tıpkı senin gibi olmamız için bize yardım et.
Bugün bize verilen her şey için Şükranlarımızı sunuyoruz – özellikle kendimiz “özümüz” olabilme özgürlüğümüz için.

Şükürler olsun.
kaynak : "Dort Antlasma " - Miguel Ruiz

Hayatta hiç birsey yolunda gitmiyor diyenlere............

Çin Bambu ağacının yetişmesi, olumlu israr için güzel bir örnektir. Çinliler bu ağacı şöyle yetiştirir:
Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir.
Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir.Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez.Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez.Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler. Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır.
Akla gelen ilk soru şudur :Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mi Yoksa beş yılda mı ulaşmıştır?
Bu sorunun cevabı tabii ki beş yıldır.
Büyük bir sabırla ve israrla tohum beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edebilir miydik?...
Bir başarının şartları her zaman çok basittir.
Bir süre için çalışın,
Bir süre tahammül edin.
Her zaman inanın.
Ve hiçbir zaman geri dönmeyin.

ÇOK GÜZEL BIR HİKAYE



Brenda yamaç tırmanışı yapmak isteyen genç bir kadındı. Bir gün cesaretini toplayarak bir grup tırmanışına katıldı.Tırmanacakları yere vardıklarında, neredeyse duvar gibi dik, büyük ve kayalık bir yamaç çıktı karşılarına.Tüm korkularına rağmen, Brenda azimliydi. Emniyet kemerini taktı, İpi yakaladı ve kayanın dik yüzüne tırmanmaya başladı. Bir süre tırmandıktan sonra, nefeslenebilecegi bir oyuk buldu.. Orada asılı dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kişi dalgınlığa düşerek ipi gevşetiverdi. Aniden boşalan ip, hızla Branda'nin gözüne çarparak lensinin düşmesine neden oldu. Lens çok küçüktü ve bulunmasi neredeyse imkansızdı.Lens yamacın ortasında bir yerlerde kalmıştı ve Brenda artık bulanık görüyordu. Ümitsizlik içinde Brenda, lensini bulması için Allah'a dua edebilirdi yalnızca.. Ve içten içe düşünüp dua etmeye basladı. "Allah'ım! Sen bu anda buradaki tüm dağları görürsün.Bu dağlar üzerindeki her bir taşı ve yaprağı bildiğin gibi, benim lensimin yerini de biliyorsun. Onu bulmama yardım et."
Patikalardan yürüyerek aşağı indiler. Aşağı indiklerinde, tırmanmak üzere oraya doğru gelen yeni bir grup gördüler. İçlerinden biri "Aranızda lens kaybeden var mı?" diye bağırdı. Brenda'nin sonradan ögrendiğine göre, lensi bir karınca taşıyordu ve karınca yürüdükçe yavasça kayanın üzerinde hareket edip parlayan lens kızların dikkatini çekmişti.

Eve döndüklerinde Brenda lensini nasıl bulduklarını babasına anlatacak ve bir karikatürcü olan babası da ağzıyla lens taşıyan bir karınca resmi çizerek, karıncanın üzerindeki baloncuğa şunlaıi yazacaktı: "Allah'ım! Bu nesneyi neden taşıdığımı bilemiyorum. Bunu yiyemem ve neredeyse taşıyamayacağım kadar ağır. Ama istediğin sadece bunu taşıimamsa, senin için taşıyacağım..."

"BU YÜKÜ NIYE TAŞIYORUM" demeyin.....

ÇATLAK KOVA


Hindistan'da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş. Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her seferinde patronunun evine sadece 1,5 kova su götürebilirmiş. Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş.
Iki yılın sonunda birgün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş.
"Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum."

"Neden?..." diye sormuş sucu. "Niye utanç duyuyorsun?..."

Kova cevap vermiş. "Çünkü iki yıldır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum. Benim kusurumdan dolayı sen bu kadar çalışmana rağmen, emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun."

Sucu şöyle demiş. "Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri farketmeni istiyorum."

Gerçekten de tepeyi tırmanırken çatlak kova patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş.

Sucu kovaya sormuş.

"Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını farkettin mi? Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrasını süsleyebildim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı."
* * *
Hepimizin kendimize özgü kusurları vardır. Hepimiz aslında çatlak kovalarız. Tanrı'nın büyük planında hiçbir şey ziyan edilmez. Kusurlarınızdan korkmayın. Onları sahiplenin..

Kusurlarınızda gerçek gücünüzü bulduğunuzu bilirseniz eğer, siz de güzelliklere sebep olabilirsiniz.

MERMERCI VE HEYKELTRAŞ

Bir heykeltıraş, işleyip heykel yapmak üzere mermer satın almak istiyordu. Mermercinin bahçesinde dolaşırken, köşeye atılmış bir kaya parçasına gözü ilişti.
"Bu mermer parçasının fiyatı nedir?"diye sordu mermerciye.
"Bedava" cevabını verdi mermerci, "eğer işine gerçekten yarayacağını düşünüyorsan, para vermeden götürebilirsin."
Heykeltıraş şaşırmıştı:"Neden bedava veriyorsun bunu?"
"Şekli bozuk çünkü" dedi mermerci, "kimse satın almak istemiyor ve bahçemi işgal etmekten başka bir işe yaramıyor. Alıp götürürsen, beni ancak mutlu edersin."
Birkaç ay sonra, heykeltıraş mermercinin dükkânına elinde bir kutuyla girdi ve kutuyu mermerciye uzattı. Mermerciyi kutuyu açti, içinde harika bir heykel duruyordu.
"Şu güzelliğe bakın!" dedi mermerci. "Eminim bu sanat eseri için büyük paralar isteyeceksin. Peki ama onu neden bana getirdin?Biliyorsun, ben sadece mermer tası satarım..."
"Hayır, hayır" diye cevapladı sanatkar, "bu sana bir hediye."
"Bana hediye mi? Neden?"
"Çünkü bu taş senin."
"Nasıl yani?"
"Hatırlamıyor musun, buraya altı ay önce gelmiştim ve bana bahçenin köşesinde duran bir tas parçasını vermiştin?"
"E... evet, o heykeltıraş sendin. Simdi hatırladım."
"Işte bu heykeli bana verdiğin taştan yaptım."
Mermerci altı ay önce söylediği sözleri hatırlayıp utandı:
"Allah'ım! Bu harika heykelin o çirkin taştan çıkabileceğine kim inanabilirdi ki?"
Michelangelo da başka heykeltıraşların almak istemediği bir büyük mermer bloğu alıp o dünyaca meşhur Hz. Davut heykelini yapmışti.Kendisine bu harika sanat eserlerini nasıl yaptığını soranlara da su cevabi vermişti: "Ben her mermerin içinde bir melek görürüm ve onu özgürlüğüne kavuşturuncaya kadar, mermeri keski ve çekicimle oymaya devam ederim."
Ne dersiniz, çoğu zaman beğenmediğimiz, şikayet ettiğimiz hayatımız da o çirkin mermer parçasına benzemiyor mu? Yapmamız gereken, hayat taşımızın üzerindeki fazlalıkları atmak ve içimizdeki meleği açığa çıkarmak değil mi? Hayatımız Yaratıcımız' dan bize bir hediye.Onun içinden çıkarttığımız sanat eseri ise bizim ona hediyemiz...

MUCIZEVİ ONAYLAMALAR

AŞAĞIDAKİ ONAYLAMALARI YÜREKTEN VE SABIRLA DEVAMLI UYGULADIĞINIZ TAKDİRDE, MUCİZELERİNİ KENDİNİZ DENEYİMLEYECEKSİNİZ
Huzur ve sevgi iç içedir. Huzursuzluğu seçtiğinizde bilin ki sevgisizliği seçtiniz ve Tanrı'dan, varoluştan, özünüzden ayrıldınız.
HUZUR, SEVGİNİN TEK GERÇEK OLDUĞUNU BİLMEKTİR

ALBERT EINSTEİN şöyle der :Hayatımızın yaşamanın sadece iki yolu vardır:Bir tanesi hiçbir şey mucize değilmiş gibi, diğeri ise herşey mucizeymiş gibi...
Uzakdoğunun kutsal metni BHAGAVAT GİTA da şöyle der :
"Varoluşun içinde olarak, harekete geçin"

SABAHLARI AYNA KARŞISINDA YÜZ YIKADIKTAN SONRA 3 KEZ GÖZ BEBEKLERİNİZİN İÇİNE BAKARAK VE GÜN İÇERİSİNDE AKLINIZA GELEN HER AN İÇİNİZDEN VE UYUMADAN ÖNCE BU ONAYLAMAYI UYGULAYABİLİRSENİZ DEĞİŞİMLERİ KENDİNİZ YAŞAYACAKSINIZ: KENDİMİ BAĞIŞLIYORUM, OLDUĞUM GİBİ KABUL EDİYOR, ONAYLIYOR, SEVİYOR VE TÜM SEVGİMLE ÖZGÜR BIRAKIYORUM…

GÜN İÇİNDE AKLINIZA GELEN HER AN İÇ SESİNİZİ DURDURARAK DEFALARCA VE SABIRLA UYGULAMAYA GAYRET EDİNİZ: GEÇMİŞİ BAĞIŞLIYOR, OLDUĞU GİBİ KABUL EDİYOR, ONAYLIYOR , SEVİYOR VE TÜM SEVGİMLE VE ÖZGÜR BIRAKIYORUM…

KIZDIĞINIZ, SİZİ ÜZEN, OLUMSUZ ETKİLEYEN OLAYLAR, KİŞİLER İÇİN GÜN İÇİNDE AKLINIZA GELEN HER AN İÇ SESİNİZİ DURDURARAK DEFALARCA VE SABIRLA UYGULAMAYA GAYRET EDİNİZ : ALLAHIM SENİN SEVGİN VE YARDIMINLA, …………(İSİM SOYAD/VEYA OLAY) TÜM SEVGİMLE BAĞIŞLIYOR, OLDUĞU GİBİ KABUL EDIYOR, ONAYLIYOR , SEVİYOR VE ÖZGÜR BIRAKIYORUM…

GÜN İÇİNDE AKLINIZA GELEN HER AN İÇ SESİNİZİ DURDURARAK DEFALARCA VE SABIRLA UYGULAMAYA GAYRET EDİNİZ:

· KENDİMİ TAMAMEN EVRENSEL KAYNAĞA TESLİM EDİYORUM. GÜVENDE VE EMİN ELLERDEYİM. EVREN İHTİYACIM OLAN HERŞEYİ BANA ZAMANI GELİNCE SUNUYOR.

· HERŞEY YOLUNDA. İÇİMDE VE DIŞIMDA UYUM VAR. ÖNÜME GELEN OLUMLU OLUMSUZ HER KİŞİ, HER OLAYIN MUTLAKA BİR NEDENİ VAR, ONLAR BANA EVRENSEL KAYNAK TARAFINDAN VERİLMİŞ EN BÜYÜK HEDİYELER..

· TANRIM HERŞEY SENİN ELİNDE, HUZURUNDA SEVGİNDE. HERŞEY İYİ VE GÜZEL. ŞÜKÜRLER OLSUN.

ÖZEL REİKİ EL POZİSYONLARI

ÇAKRA DENGELEME

Çakraların frekanslarının birbirine uyumlu çalışması için uygulanan bir yöntemdir. Her Reiki uygulamasından sonra ve enerjinin düşük olduğunu hissettiğiniz tüm zamanlarda kullanmanız önerilir. Sabahları özellikle çakra dengeleme uygulayabilirseniz sizin için iyi olur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, her pozisyonda mutlaka iki-beş dakika arası ve ellerinizi kaldırmadan uygulama yapmanızdır.

Rahat bir yere oturabilir ya da yatabilirsiniz. Öncelikle Reiki uygulamasına niyet ediniz.

Bir el alın çakra üzerinde (6. çakra) - diğer el Kök Çakra üzerinde (1. çakra)
Bir el boğaz çakra üzerinde (5. çakra) – diğer el karın/sakral çakra (2. çakra) üzerinde
Bir el kalp çakrası üzerinde(4. çakra) – diğer el solar pleksus/mide üzerinde (3. çakra)

Reiki’ye teşekkür ederek çalışmanızı tamamlayabilirsiniz.

Reiki ile çakra dengeleme, gözle görülmeyen sistemi, daha uyumlu bir gelişime doğru tümüyle harekete geçirir.

Düzenli uygulanırsa, içsel gelişim sürecinde, büyük bir şarz cihazı gibi çalışır. Aşırı enerji dağıtılır ve yaşam enerjisi verilir. Çakra dengeleme de çakraları aşama aşama ve uyum içinde açar. Düzenli olarak uygulanırsa güçlü enerji dengesizliklerini ortadan kaldırır. Her bir çakranın kapasitesi bütün diğer çakralarla bağlantılı olarak zamanla arttırılır.

Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için: sağ el timus bezinde, sol el dalakta (kalbin altı) 10 dakika

Yüksek tansiyon ve migren için : Üst bacak (uyluk) araları 10 dakika

Stres için : Köprücük kemikleri 10 dakika

Şok durumunda, güneş çarpmasında : önce böbrek üstü bezlerine 5 dakika sonra bir el 3. çakrada diğer el 4. çakrada
Vücudun bütün iç bölgeleri için : Eller kulaklarda 10 dakika. (Bütün akupuntur noktaları kulaklarda bulunmaktadır)

DUYGUSAL KORUNMA


Enerjiyi, Aura ve çakralarımız yoluyla alırız. Diğer kişilerin bizde yarattiğı güçlü duygular, bizi üzen olumsuz haberler (örneğin televizyon yoluyla v.s.) bize genelde Solar Pleksus çakrasıyla ulaşır. Solar Pleksus son derece önemli bir merkez olduğundan, bu bölgenin büzüşmesine neden olacak her şeyden kaçınmamız gerekir. Büzüşme durumunda Solar Pleksus, enerji kanallarının kasılmasına, bedensel olarak ise kan damarlarının daralmasına yol açabilir.

Korku, öfke ve kıskançlık, Solar Pleksus’u özellikle dengeden çıkarır. Solar Pleksus, diğer adıyla “güneş sinir ağı”, bizim duygusal güç merkezimiz olduğundan, böyle bir bozulmanın ardından çoğu zaman tam bir manyetik alan boşalması, yani ciddi bir yorgunluk gelir. Pek çok kişi, bir şok veya korkunun akabinde veya başka bir kişinin bir duygu patlaması geçirmesinden sonra, bacaklarının tutmayıp, ellerinin titrediğini ve beyninin adeta boşaldığını hissetmiştir. Böylesi durumlardan, bir elimizi Solar Pleksus, diğerini göbek deliğinin altına koyarak korunabiliriz. Bu bölgede, Aikido’da Ki Point (Ki noktası), Tai Chi’de Dantien, akupunturda ise “enerji denizi” olarak adlandırılan Hara merkezi bulunmaktadır.

Örneğin, bir telefon görüşmesi esnasında, boşta kalan elinizi Solar Pleksus bölgesine koyabilirsiniz. İki elin birden kullanılması ise, negatif enerjilerin etkisini azaltır veya yok eder. Bu yüzden bu pozisyon, duygusal korunma pozisyonu olarak adlandırılır.
*
Kaynak: "Reiki ve Dynamic Rebirthing" - Horst H. Gúnther ve Angelika Marché

REİKİ İLE ÇALIŞIRKEN KULLANABİLECEĞİMİZ ONAYLAMALAR


ALIN ÇAKRASI :
İÇİMDE VE ÇEVREMDE UYUM VE HUZUR VAR. HERŞEY YOLUNDA.

KULAKLAR :
İÇİMDEKİ VE ÇEVREMDEKİ HERŞEYİ SEVGİYLE DİNLİYORUM VE OLDUĞU GİBİ KABUL EDİYORUM.

ŞAKAKLAR :
UYUM VE HUZUR İÇİNDEYİM.

GÖZLER :
ÇEVREMDEKİ VE İÇİMDEKİ HERŞEYİ OLDUĞU GİBİ KABUL EDİYOR VE HERŞEYE SEVGİNİN GÖZLERİYLE BAKIYORUM.

BOĞAZ ÇAKRASI :
TÜM SINIRLAMALARDAN KURTULUYORUM VE KENDİM OLMAKTA ÖZGÜRÜM.

KALP ÇAKRASI :
KENDİMİ OLDUĞUM GİBİ KABUL EDİYOR, ONAYLIYORUM VE TÜM SEVGİMLE BAĞIŞLIYORUM.

SOLAR PLEXUS:
GÜVENDEYİM. EMİN ELLERDEYİM.

2. ÇAKRA :
KİMLİĞİMDEN HOŞNUTUM. BEDENİMİ SEVGİYLE KABUL EDİYORUM.HER DENEYİMDEN YALNIZCA İYİLİK VE YARAR KAZANIYORUM. TÜM ESKİ SORUNLARIMI KOLAYCA ÇÖZÜMLÜYORUM.

KÖK ÇAKRASI :
DÜNYAMDA HERŞEY İYİ VE GÜZEL. YAŞAM BENİM İÇİN EN İYİ OLANI BANA VERİYOR.

DİZLER :
BEN ESNEK, AKICI, BAĞIŞLAYICI, ANLAYIŞLI, MERHAMETLİ VE ŞEFKATLİYİM. HERŞEY YOLUNDA.

AYAKLAR :
DEĞİŞMEYE HAZIRIM. EMİN ELLERDEYİM. HAYATIN AKIŞINA GÜVENİYORUM. KOLAYLIKLA VE GÜVENLE İLERLİYORUM.

REİJİ-HO


Reiji “Reiki gücünün göstergesi” anlamına gelir. Ho “yöntemler” demektir.

Reiji-Ho her tedaviden önce uygulanan üç kısa ritüelden oluşur :

Gassho duruşunda olduğu gibi ellerinizi göğsünüzün önünde tutun ve gözlerinizi kapatın. Şimdi Reiki enerjisi ile temasa geçin. Reiki enerjisinden içinizden akmasını isteyin. Bir kaç saniye içinde onun aktığını farkedeceksiniz. Belki Reiki enerjisinin taç çakranızdan girdiğini belki kalp belki de ellerinizden girdiğini hissedeceksiniz. (Ikinci aşamalar zihinden 3. ve 1. sembolü kullanarak Reiki enerjisinin içinden akmasıni isteyebilirler)

Hastanın iyileşmesi ve sağlığı için dua edin. “Iyileşme” ve “Sağlık” terimlerini Reiki gücünün ellerine bırakın ve sadece bir kanal olduğunuzu anımsayın.

Daha sonra elleriniz birleşik halde üçüncü gözünüzü önüne getirin ve Reiki gücünden ellerinizi enerjinin gerektiği yere götürmesini talep edin.Tüm kalbinizle çalışın, ellerinize güvenin. Buradaki en önemli nokta yanlızca kanal olduğumuz anımsamak, sevgide kalmak ve yürekten çalışmaktır.

GASSHO MEDİTASYONU


Gassho Meditasyonunu, Dr. Usui tarafından Reiki çalışmalarının başlangıcında her seferinde yapılan bir meditasyondu.

Gassho Meditasyonuyla kendimizi bir meditasyon durumuna, evrenle bir olma durumuna getiririz. Hindistan’da Gassho’ya “içimdeki ilahi olanı selamlıyorum” anlamına gelen “Namaste” denir.

Gassho Meditasyonu hergün yapılır. Kalktıktan 20-30 dakika sonra ve/veya uyumadan önce akşam yapılan bir meditasyon çalışmasıdır. Mümkünse bu meditasyon en az üç ay boyunca hergün uygulanmalıdır. Bir iki gün sonra huzursuzluk, rahatsızlık hissedilirse bırakılmalı, bir kaç hafta sonra tekrar denenmelidir.

Gassho Meditasyonunda eller göğüs hizasına konur. Bu meditasyon, bize göğsün önünde elleri kavuşturmanın meditasyonla ilişkisini öğretir. Ellerimizi kavuşturup gözlerimizi kapattığımızda otomatik olarak meditasyon durumuna gireriz.

Gassho yaparken gözleriniz kapalı oturun ve ellerinizi göğsünüzün önünde birleştirin. Omurga mümkün olduğunca dik ve baş ne öne, ne geriye, ne de yana eğilsin. Başınızı mükemmel bir pozisyonda tutan helyumla dolu bir balona bağlı olduğunuzu hayal edin. Tüm dikkatinizi orta parmaklarınızın birleştiği noktaya odaklayın. Sonra herşeyi unutmaya çalışın. Aklınıza gelen düşünceleri gözleyin ve sonra bırakın gitsin.

Gevşeyebildiğiniz kadar gevşeyin. Aklınıza gelen düşünceleri gözleyin ve sonra bırakın gitsin. Sonra orta parmaklarınızın birleştiği noktaya dönün.

Eğer yirmi dakika boyunca ellerinizi birleştirerek göğsünüzün önünde tutmak size zor geliyorsa ellerinizi yavaşça rahat bir şekilde kucağınıza indirin ve meditasyona devam edin.

“BEAM” ( ENERJETİK KORUNMA VE ENERJİ DEPOLAMA EGZERSİZİ)


Kendini enerjetik koruma altına almanın bir yolu daha vardır. Bu yolla kişi, aynı zamanda enerji depolar. Bu egzersize “Beam” (Enerjetik korunma ve Enerji Depolama Egzersizi) diyoruz.

Mümkünse açık havada, değilse bir odada da uygulanabilen bu basit egzersiz aşağıdaki gibidir:

Yüzünüzü cama, yani güneşe dönün. Ayaklarınızı tam olarak yere basarak, bacaklarınızı aralayın. Kollarınızı avuç içleri birbirine bakacak şekilde yukarı kaldırın. Işık dolu enerjinin yukarıdan gelip içinize aktığını, önce ellerinize, sonra kollarınıza, başınıza, boğazınıza, omzunuza, tüm üst bedeninize, kasıklarınıza, bacaklarınıza oradan ayaklarınıza aktığını hayal edin. Bu ışık sizi tümüyle kaplasın ve bu özel duyguyla tamamen yoğunlaşın. Sonra kollarınızı, ellerinizi birbirine dokunacak şekilde başınızın üzerinde birleştirin. Ardından avuç içlerinizi dışa çevirip, kollarınızı yavaş yavaş aşağıya indirirken, etrafınıza, ayaklarınızı kapsayan bir ışık çemberi çizdiğinizi hayal edin. Bu şekilde hayal etmeyi birkaç dakika sürdürüp, bu duyguya yoğunlaşın. Son olarak ellerinizi kalp bölgenize koyun ve başınızı hafifçe öne eğerek teşekkür edin.

Bu etkili egzersiz yana birkaç dakika surer. Bu yüzden sabahları olmak üzere hergün içinde birkaç kere uygulamak en idealidir.
*
Kaynak: "Reiki ve Dynamic Rebirthing" - Horst H. Gúnther ve Angelika Marché

BESLEDİĞİNİZ KURT

Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri torunlarına eğitim veriyordu. Onlara dedi ki: İçimde bir savaş var. Korkunç bir savaş. İki kurt arasında..

Bu kurtlardan birisi; Korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, üzüntüyü, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibri, kendine acımayı, suçluluğu, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları,yapmacık gururu, üstünlük taslamayı ve egoyu temsil ediyor.

Diğeri ise; Zevki, huzuru, sevgiyi, umudu paylaşmayı, cömertliği,dinginliği, alçakgönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliliği, dostluğu,anlayışı, merhameti ve inancı temsil ediyor.

Aynı savaş sizin içinizde de sürüyor ve diğer tüm insanların içinde.. Çocuklar anlatılanları anlamak için bir dakika düşündüler ve içlerindenbiri büyük babasına,

"Hangi kurt kazanacak?" diye sordu.
Yaşlı Cherokee kısaca cevapladı.......
"BESLEDİĞİNİZ KURT".........

11.12.2007

SEVGİLİ GRUBUM


Sevgili Burak'a
bizimle duygularını
bu kadar içten paylaştığı için teşekkür ederiz.
--
Sevgili Grubum

Türkiye den ayrılık zamanım yaklaşırken yaşadığım eşsiz yolculuğun rehberleri sevgili ablam Selen'e sevgili hocam Brajabanita'ya, Burcu'ya, Zeynep'e, Tuncay'a ve Sevgili grubuma.. içimde başlayan yolculukta sevgileriyle bana rehberlik ettikleri için çok teşekkür ediyorum sizleri seviyorum.

içimizdeki savaşı bırakıp kendimizi akışa bıraktığımızda, görevimi unutturma diye başlayan dualarımızı dilimizden düşürmediğimizde, sevgimizi kalbimizden pembe ışıklarla etrafımıza saçtığımızda ve emin ellerde olduğumuzu bildiğimizde herşey çok farklı gözükmeye başladı, evet biliyorum henüz çok başındayım ama her geçen gün değiştiğimi hissediyorum kıskançlıklarımın nefretlerimin kızgınlıklarımın azaldığını akabinde sevgiyle karşılandığımı hissediyorum. Korkularımla yüzleşiyorum onları seviyor kabul ediyor ve özgür bırakıyorum, ama henüz onlar beni bırakmadılar :) sanırım yakında onlarda beni bırakacaklar.

Bu kısa özetten ve teşekkürden sonra İçimdeki Yolculuk serisinden Fatih Koçak'ın kitabındaki bazı şiirsel anlatımları sizlerle paylaşmak istedim.

Burası benim gerçek yuvamdı.
Burası benim gerçek alanımdı. Burası benim içimdi.
Burası bendim.Burada benden başka hiçkimse yoktu.
Burada huzur vardı.Burada sevgi vardı.
Burada ilahi varoluşun tüm hissi mevcuttu.
Burası benim içime ve tüm var olana açılan kapımdı.
Ben şimdi buradaydım.
Burayı terkedeli çok uzun zaman olmuştu.
Tüm hayatlar boyu burayı aramıştım.
Ama hep dışarıda aramışım.
Onu bulmak uğruna hep başkalarının alanlarına girmişim.
Onların bahçelerinde bende olmadığını zannettiklerimi aramışım.
Oyun buymuş.
Oyun,"Aradığın herşey senin içinde" oyunuymuş.
--------------------------------------------------------------------
Tüm hayatım ve yaşamlar boyunca
sanki bir denizin altında nefesimi tutmuştum
Korkuların salıverilmesi ilebedenim hafiflemiş,belkide ilk defa suyun üstüne çıkmış
ve daha önce hiç deneyimlemediğim derin bir nefes almıştım.
İLK YAŞAM NEFESİM.
Gerçek öz benliğime ait bir nefes
Sevginin nefesi..
-----------------------------------------------------------------
ve son olarak
Sevgi her yerde.
Sevgi herşeyin sahibi.
Sen sevgisin.
Sen herşeye sahipsin.
Sevgi her yerde.
Sevgi herşeye sahip.
Sevgi hiçbirşeye sahip değil.
Sevgi yaratıyor ve bırakıyor.
Sevginin yaratımı sonsuz ve sınırsız.
Benim yaratımım sonsuz ve sınırsız.
Ben sahip olmadan da var olabiliyorum.

Burak Derin

İÇİMDEKİ YOL

Brajeshwari / Genç gelişim dergisi -Aralık sayısı
*
Devir liderleri izleme devri değil, devir insanın kendini takip etme devri”... Bu sözün içinde bin bir anlam buluyorum her seferinde..Ve kendi içimde de yollara sapıyorum ne zaman düşse aklıma bu söz.. o yollar ki, daha önce hiç gör(e)mediğim, bil(e)mediğim, hiç keşfetmediğim..

Yollar dışarıda değilmiş, ya da yönler.. Kitaplar okumuşum, hayat hocaları edinmişim, kişisel gelişim çalışmalarına katılmışım... Her birini kendi keşfimde, aracı etmişim kendime...Ama aracıyla ben arasındaki gerçek bağı unutup gitmişim o ara.. Kendimi...

Dinle demiş, dinle ve öğren kendim kendime... Ama içim ne diyor duymamışım. Kalabalık, bir uğultu ve kargaşa doğmuş sonra dışarıda benden.. Okunacak kitaplarım başucumda birikmiş.. Uygulayacağım kişisel gelişim metodlarını yapamadığım zamanlarda, kendimden ve kişisel gelişimimden geri düşmüş hissetmişim. Ve ben, beni dinlemezken, başka aracılarla dinlemeyi bir tutmuşum sonra kendimi kendi dışımda-dışarıda...

Ve içimdeki ses susmuş mu? Küsmüş mü bana?.. Kimbilir.. O kadar çok sesin arasında duy(a)mamışım onu.. Her sessizlikte mırıldanırken belki de bana.. İlahi bir mırıldanmaymış halbuki duyamadığım.. Ney’in sesi gibi.. Duru ve berrak.. Mütevazı ve sevgi dolu.... Sesler karışmış birbirine.. O hep asaletini korumuş yerinde... Sevgide kalmış... Bağırmamış, beklemiş ben duyana kadar beni... Sevgiyi bulana kadar ben içimde..

An’ı yaşamanın, ya da an'daki farkındalığın, geçip giden-akan birşey olduğunu unutmuşum. An’da bana verilen dersler, öğretileri sorgularken bir sonraki anı kaçırmışım çoğu zaman..Ve akışıma müdahale etmişim.. O müdahalede “bunu gördüm kendimde“ diyerek bulduğum şeyleri, aynı çocuğun eline aldığı şeyi binbir parçaya bölerek algılamaya çalıştığı gibi didik didik etmişim.. Elimde binbir parça kalmış sonra, atılamaz, satılamaz, bin bir parça-her biri kendi içinde parça parça ..

Ve ne doğruymuş, kime göre doğruymuş gibi sorular başlamış kafamda... Öğretici olarak seçtiğim kitaplar –metodlar bana anlatmışta anlatmış... Peki sonunda hissettiğim doğru mu sağlamamı yap(a)mamışım, bir daha karışmışım... Kimse bil(e)memiş doğru olanı... Ne içim ne dışım.. Ben bile kendi içimde doğruyla yanlışı ayırt edemediğim noktalarda bulmuşum kendimi –içimden-merkezimden-özümden çok uzaklarda..

Ve aynalar... Aynalar beni göstermiş - ben ise gördüğümü gördüğüm olarak algılamışım.. Ne kadar güzel –ne kadar kötü derken, gördüğüm yansımamla – kendimi ayrı tutmuşum... Sanmışım ki aynalarda gördüğüm değiştirilebilir yada onlar benden başka...Sanmışım işte... Aynaya bakan benim, değişimimin; tüm yansıyanda değişeceğini bilememişim... Güzel de –kötü de olanın ben olduğunu, bende var olan olduğunu sonra...İkisinin de insani olduğunu... Hayata dair olduğunu...

Savaştığım şeylerin, aslında ben savaştıkça yok olacağını sanmış kahraman yüreğim... Savaştığım şeylerin ben(im) olduğunu –benden olduğunu ve ne kadar savaşırsam o kadar büyüyeceğini –devleştirdikten sonra anlamışım...O devleşen her şey ile yürekli bir konuşma yapmışım sonra... ”Sizde bendensiniz... Barışalım mı ” diye... Bu konuşma, savaştıklarım neyse büyümesinler artik diye değilmiş kurnazca.. Onları da sevdiğimden barışmak istemişim.. Benden oldukları için...Çünkü savaşanın da-savaştıranın da ve aracı olanında ben olduğunu anlamışım...

Yormuşum kendimi.... Bir ağacın kendi doğasındaki sukunetini isterken hayatta sadece...Yeşil ağaç hani, sokakta –köşe başında her gün gördüğünüz.. Bazen fark edemediğimiz.. Rüzgarda savrulan, yağmurda umarsız.. İsyanı da, mutluluğu da bir olan o büyük gövdeli ağaç.. Hayattan, sadece o köşe başı ağacının sukunetini isterken yorulmuşum... Didik didik etmiş ve çok şey yapmaya çalışırken yormuşum hayatı da... Hayatın aktığını unuturken, kendimi suyun üstünde debelenirken bulmuşum.. Su hiçbir şey yapmadan, kaldırırken beni yukarı oysa...

“Dışarda hiçbirşey yok” derdi meditasyon hocam... Nilambara’nın da aklımdan hiç çıkmayan bir cümlesi geliyor, her gün hatırladığım ilaç olan bana .. ”Sevgiyle-içinden gelerek yaptığın herşey doğrudur”..

Yol nerdedir peki..Dışarıda mı içeride mi?

Yolu bulmak için adım atmak gerekiyormuş, her adımda içinizde gideceğiniz yollar beliriveriyor aniden..Buna da hayat deniyor işte...Hayat dışarıda değil , içeride... Bilmece varsa o da biziz, cevaplarda bizde... içimizde...

Ve o ağaç akışa bırakır kendini.. İsyanı da doğaldır, mutluğu da... Güneş mi açmış, güneşi özümser yapraklarında.. Kar mı yağıyor, beyaza bürünür.. Ve teslim olur doğaya,.. Savrulurken direnmez dalları rüzgarda.. Üstüne konan kuşları kovalamaz "çekilin üstümden, huzur verin" diye... Ayırt etmez böcekleri,kuşları... Hepsini sever açar kollarını... Gövdesine çizik atar birileri, belki acıtırlar canını.... Bilir ki kabuk bağlayıp, yenilenir gövdesi yine....

ve o ağaç bir tanedir-eşsizdir
ama doğanında ta kendisidir
bir yolun köşesinde de olsa
ormanından çok uzaklarda...
*
Brajeshwari